2. Arcade

72 16 4
                                    

A broken hearts is all that's left
l'm stil fixing all the cracks
Lost a couple of pieces when

___________________________________

Felix

" Bugün ki piyano dersimiz rahatsızlığım sebebiyle ertelenmiştir küçük bey."

Gelen mesaj, bugün gitmem gereken piyona dersinin hocasına aitti. Günüm gerici başlamıştı ama iyiye gidiyordu. İlk önce yeni biriyle tanışmış, şimdi de dersimin bitmesine birkaç dakika kala dersten sonra oyalanmadan yetişmem gereken piyona dersimin iptal olduğunu öğrenmiştim. Bu haber beni bir miktar mutlu edebilecek diğer bir sebepti zira piyona öğretmenim Bayan Kang, oldukça katı bir öğretmendi. Böyle katı olması onun dersinde yanlış yaparsam ne olur endişesini kafamdan atamadığım ve bazen bu düşünceye fazlaca odaklandığımda, yaptığım hatalar sonrasında cezalar almama sebep oluyordu. Ağır cezalar...

Mesaja hâlâ tebessümle baktığımı fark etmem, yanımda oturan ve yeni tanıştığım Minho hyungun kolumu dürtmesi sayesinde oldu. Kafamı ona çevirdiğimde ayaklanmış bana bakıyordu. " Hey, hadi benimle gel ve bizimkilerle tanış. Seni seveceklerine eminim. " Nasıl emindi ki ? Beni annemin ve babamın bile sevdiğinden zerre ümidim yokken o, daha yeni tanışmamıza rağmen nasıl bundan emin oluyordu ?

"Severler mi ?" Söylediğinin şaşkınlığını üzerimden atamadan bu soruyu sormam onu güldürmüştü. " Şaşkın ördek gibisin. Hatta civciv gibi. Ayrıca tabi ki severler neden sevmesinler ki ?" İşte bu sorusu için fazlaca yanıtım vardı. En başta da ailem faktörü vardı. Onunla ve arkadaşlarıyla yakın olmam ailemin hiç hoşuna gitmezdi. Sadece bir an normal insanlar gibi arkadaşlarım olabileceği için sevinmiştim. "Şey, ben gelmesem daha iyi olur." Cevabım hâlâ yüzünde duran gülümsemesini söndürmese de heyecanı biraz sönmüş gibiydi.

"Hadi ama, iki haftadır buradasın ve kimseyle takıldığını görmedim. Bu yüzden itirazın reddedildi. Şimdi gidiyoruz." Cevabını verip koluna çantamı takmasıyla refleks olarak ayaklanmam işine gelmişti. Bundan faydalanıp kolumu tuttuğu gibi beni de peşinden sürüklemiş, derslikten ikimizi de çıkarmıştı. "Bizimkiler kafeteryadalardır, oraya gidiyoruz civciv." Beni kendine bir derste bu kadar yakın görüp üstüne bir de lâkap takması beni şaşırtıyordu. Ama bir yanım da oldukça sevinçliydi. Onu kafamı sallayarak onaylamam onu gülümsetmiş ve adımlarını daha da hızlandırmasına sebep olmuştu.

Kafeteryaya yaklaştıkça gerginliğim artıyordu ve bununla beraber ellerim de titremeye başlamıştı. Nefes alışlarım da hızlanırken bu halim Minho hyungun dikkatini çekmiş olacak ki durup bana döndü. "Civciv, sen iyi misin ?" Gülümsemesi silinmiş ve yerini ciddi bakışları almıştı. "Ee şey, b-ben yeni birileriyle tanışmakta oldukça kötüyüm de, b-biraz gerildim sadece." Her ne kadar bana oldukça samimi davransa da ona gerçekleri olduğu gibi anlatamazdım. Beni onunla ve arkadaşlarıyla görürlerse alabileceğim cezaları anlatsam, yanımdan koşarak uzaklaşırdı muhtemelen. "Gerilmene gerek yok civciv, oldukça sıcak kanlı insanlar merak etme." Bana gülümseyip tuttuğu kolumu birkaç sefer sıvazladı. Sanki kafamda neler döndüğünü görüyormuş gibi bana güven verircesine bakıyordu.

Ona hafiften bir tebessüm ettikten sonra derin bir nefes aldım. Bugüne kadar bu bakışlarla karşılaşmamış ve bu kadar samimi davranışlar görmemiştim. Bu da ister istemez kalbimdeki yarayı deşiyor ve içimin hüzünle dolmasına neden oluyordu.

İlerleyip kafeteryaya girdiğimizde birkaç saniye gözleriyle etrafı taramış ama aradığı kişileri bulamamış olacak ki kafeteryanın bahçesine yönlendirmişti adımlarını. Ben de arkasından yavaş adımlarımla onu takip ederken kafeteryanın bahçesine ulaşmıştık. Gözlerimi etrafta gezdirmeye başlamışken duyduğumuz yüksek kahkaha sesiyle ikimizde kafamızı o tarafa çevirmiştik.

Basorexia, Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin