Wild and powerful you cannot be controlled.
You can never be imprisoned and chained.
The wounds you cause will never heal.
And you will never end...__________________________________
Felix
'Acıyan yerlerini öpecek biri varsa hayatında, önemli olmaz düştüğün yerler, atıldığın kuyular, aldığın yaralar, yalan çıkan bildiğin tüm doğrular... İşittiğin tüm kötü sözlerin yeri bile çabuk iyileşir o zaman. Nasihat etmeden, küçümsemeden dinleyen, anlatırken bile geçecekmiş gibi gelen, yuva sıcaklığında bakışlarıyla içini ısıtan, seni olduğun gibi kabul eden, değiştirmeye çalışmayan, istediği kalıplara uymasan da seni sevmekten vazgeçmeyen biri varsa eğer, korkma incinmekten. Bırak sıyrıklar olsun dizlerinde! Öper ve geçer.'
Büyükannemin sabah kahvaltıda söylediği sözler kulağımda yankılanırken bulunduğum ortam, daha doğrusu karşılıklı oturduğumuz Hyunjin'in iç ısıtan bakışları, büyükannem ile kahvaltıdaki muhabbetimize götürmüştü bir an beni.
Bugün erken saatlerde olan iki saatlik dersimin ardından çocuklarla birlikten dün Hyunjin'in bahsettiği gibi beraber kampüsümüzden çıkıp, yakınlardaki sahile gelmiştik ve neredeyse bir saattir burada oturmuş eğleniyorduk. Daha doğrusu ben onları gözlemlemeyi tercih ediyordum şu anlık.
Her ne kadar öğrendikleri ile yakınlaşmış olsak da ben hâlâ arkadaşlık konusunda, birileriyle oturup sohbet etmek konularında oldukça tecrübesizdim. Bu yüzden daha çok onlar konuşup bazen de birbirlerine laf atıp gerçek olmayan tartışmalara girseler de ben, daha sessiz kalıp yanlış bir harekette bulunmaktan çekindiğimden pek onlara katılmıyordum. Bunun yerine onları izleyip komikliklerine gülmeyi tercih ediyordum.
"Gençler ben acıktım ya, bir şeyler mi alsak?"
Jisung sızlanarak acıktığını söylediğinde dikkatimi ona vermiştim. Ben pek acıkmamıştım, zaten bünyem az yemeğe oldukça alışmıştı. Jisung sızlanmaya devam ederken karşımda oturan Hyunjin ayaklanmış, "tamam yeter artık ben giderim markete. Lix, gelmek ister misin?"
İsmimi duymamla ona dönmüş ve o güzel gülümsemesiyle karşılaşmıştım. "Olur." Onu onaylayıp ayaklandığımda, uzun süre oturmaktan uyuşan bacaklarım sayesinde bir an sendelemiştim ki kollarımdan tutup dengemi sağlamama yardım eden Hyunjin olmuştu. "Dikkatli olmalısın civciv, hadi gidelim." Ellerini kollarımdan çekip bu sefer diğerlerine hitaben konuşmaya başlamıştı. "Aperatif şeyler alacağım marketten, şikayetçi olan gidip yemek alsın. "Ardından yanıma gelmiş elini bileğime sarıp ilerlemeye başlamıştı.
Oturduğumuz yerden biraz daha ileride bulunan markete doğru ilerlerken ilk sorumu sordum ona. "Hyung, diğerleriyle ne zaman tanıştınız?" Ona hitap şeklim onu gülümsetmiş ve yüzünü bana çevirmişti. "Hyung demene gerek yok Lix, sorun etmiyorum." O, Seungmin ve Jisung onlara hyung demememin sorun olmayacağını söylemişlerdi fakat yine de onlara bu şekilde hitap etmek hoşuma gidiyordu. "Olsun hyung böyle seslenmek hoşuma gidiyor. Hadi anlat nasıl tanıştınız?"
Onlarla kaynaştıkça üzerimdeki gerginlik ve stres zamanla kaybolmuş ve yanlarında daha rahat hissetmeye başlamıştım. Yine de çekindiğim zamanlar oluyordu veya hâlâ hoşlarına gitmeyecek davranışlar sergileyebilirim düşüncesi benimle birlikteydi ama eskisi kadar yoğun yaşamıyordum.
"Seung ve Jisung ile liseden beri arkadaşız. Üçümüz de derse geç kalmıştık ve müdür bizi cezaya bırakıp tüm sınıfların panolarını düzenlememizi söylemişti. O zaman tanıştık ve zaman ilerledikçe daha da yakınlaştık. Hyungların üçüyle de geçen sene tanıştık. Onlar daha önceden okulda olduklarından daha önce tanışmışlar. Jeongin ise Changbin hyungun kuzeni. Dışarıda buluştuğumuz zamanlarda o da geliyordu ve bu sene okulu kazandı ve artık sürekli bizimle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Basorexia, Hyunlix ✓
Fanfiction[TAMAMLANDI] Evrendeki tüm yıldızları barındıran gözleri tüm yüzümü turlarken, gözleri nereye dokunsa aynı zamanda dudaklarından da fısıltıları dökülüyordu. Saçlarımı taradı ilk önce gözleri, "ipek saçlarını seviyorum." Ardından gözlerime indi ve s...