Annemin her geçen gün biraz daha harap oluşunu görüyorum. Babam olacak o adam için biraz daha çürüyor her Allah’ın günü. Ayaklarına kapanıyor dilenciler gibi. Tek fark dilenciler para, ekmek istiyor. Annem sevgi. Sevgi dileniyor babamdan. Ağlıyor odasında her defa. O ağlayınca babam daha fazla kızıyor. Tahammül edemiyor annemin ağlamasına. Ama benim gibi değil. Ben kahroluyorum annem ağlayınca. Babam sinirleniyor. Bağırıyor. Daha fazla ağlatıyor onu. Annemle babamın kafaları kendilerine öyle bir karışmış ki. Annem babamdan sevgi dilenirken bir köşede sevgisiz bıraktığı çocuğunu hatırlamıyor bile. Evet günlük. O çocuk benim. Ve ben annemin aksine “sevgi” diye kapanmıyorum onların ayaklarına. Çünkü görüyorum. Annemin babamın ayaklarına kapanması faydasız. Benimki de öyle olacak. O yüzden hiç yormuyorum kendimi. Keşke doğmasaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Çocuğun Günlüğü
RandomBeni kimse dinlemiyordu. Duymuyordu. Acımı kime anlatsam, dalga geçiyordu. Ben de yazmaya karar verdim. Sonuçta günlüğüm beni yargılamazdı, değil mi? >>> ~ 29 Mart 2024: günlük #1