Bugün okulda çekiliş yaptık. Hoca istedi yapmamızı. Tatile çıkmadan önce böyle bir aktivite yapmamızı istedi. Bana Filiz çıktı. Filiz’e de ben çıktım garip bir şekilde. Ben ona ne hediye alacağımı biliyorum. Kitap. Çünkü Filiz kitapları çok seviyor. Teneffüste dışarı çıkmaz, oturup kitap okur sadece. Bugün Filiz’le ilk kez konuştuk. Bana gelip “Ya ben sana ne hediye alacağımı bilemedim, pek de yakın olmadığımız için, bir şeye ihtiyacın var mı, söyle onu alayım,” dedi. Aslında o an “Sevgiye ihtiyacım var. Bana sevgi alabilir misin?” demek istedim. Utandım. Belki de söylesem ona komik bile gelebilirdi. Dalga geçtiğimi düşünürdü. Ya da tamamen yanlış anlardı. Bu yüzden diyemedim. “Yok bir şeye ihtiyacım,” dedim. “Ben peki sana ne alayım ya?” diye sordu. “Kendine ne alınmasını istiyorsan onu al,” dedim gülümseyerek. Aslında biliyorum ne alacağını. Kitap. Eğer alırsa, yine gelip sana anlatırım günlük. Belki günlük yazmak dışında, bir de kitap okumayı severim, kim bilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Çocuğun Günlüğü
CasualeBeni kimse dinlemiyordu. Duymuyordu. Acımı kime anlatsam, dalga geçiyordu. Ben de yazmaya karar verdim. Sonuçta günlüğüm beni yargılamazdı, değil mi? >>> ~ 29 Mart 2024: günlük #1