43

2.6K 260 83
                                    

Bölümü beğenip yorum yaparsanız çok mutlu olurum. Şimdiden teşekkürler ve iyi okumalar 🌿

43. Bölüm
Barut.

Uyku çok tatlıydı. Her zaman öyle olmuştu Esma için. Buna rağmen doya doya uyuduğu o anlar hep çok kısıtlıydı. Yaz kış demeden her sabah erkenden kaldırılırdı çünkü. Evde yapılması gereken işler bitmez, annesine yardım etmesi gerekirdi. Bir yaşa gelip de artık tek başına iş yapabildiği anlaşıldığında bazı görevler yüklendi sırtına. Daha onlu yaşlarındayken sabahları kalkıp kahvaltı hazırlamak onun sorumluluğu haline gelmişti. Eğer kışsa vakit, ilk yapması gereken geceden kalan soba kovasını döküp yeniden yüklemek sonra çıkıp odunu tutuşturmaktı. O kahvaltıyı hazır edene kadar oturma odasının ısınması lazımdı çünkü. Bu kolay olandı. Asıl zor olan yazındı. Güneş daha yeni yeni doğarken ağıla gidip hayvanları açması, sulayıp yemlemesi gerekirdi. Sekiz yaşından sonra bu iş Esma'nın işi haline gelmişti. Hem eli hızlıydı hem güçlü kuvvetliydi hem de keçileri seviyordu. Çarçabuk işi bitirip eve geliyordu ya, benim diyen kadına da adama da taş çıkarıyordu bacak kadar boyuyla. Kendi kadar balyaları hiç bana mısın demiyor kaldırıp atıyordu yerlerine. Hele bir de keçilerle ilgilenişi vardı ki... Kendi doğurduğu bebelere bile öyle bakıp sevmemiştir çoğu kadın.

Ağılı çekip çevirdikten sonra eve geldiğinde çoğu zaman annesi tarlaya gitmiş oluyor ona da kalan sofrada karnını doyurup evin diğer işlerini yapmak kalıyordu. Aslında bunlar çok kolaydı. İşine karışıp görüşen olmuyor rahat rahat istediği ve bildiği gibi yapıyordu tüm işleri. Esas zor olan annesi evdeyken eve gelmekti. Sanki ilk defa gidiyor gibi sürekli iş tarif eder, gelince yaptın mı ettin mi diye kızı sık boğaz ederdi. Yetmez gibi yediği iki lokma ekmeği de boğazına dizer apar topar sofradan kaldırıp başka işe koşardı. O zamanlar eve gitmeyi hiç istemezdi kız. Keçileri bile annesi kadar yormuyordu Esma'yı. Kollarını ağılın çitine dayayıp yalağa su birikene kadar başını da kollarına yaslayıp uykulu gözlerle hayvanların tepişmesini izlerken düşünüyordu bunu. Biraz uyusam n'olur sanki diye konuştu. Keçiler dile gelse de hadi git biraz dinlen dese ne güzel olurdu. Bizi açık havaya saldın, yem verdin, mandırayı temizledin, bizi suladın, çok yoruldun. Uyumayı hak ettin, emeğine sağlık deseler. Deseler de Esma işe yaradığını hissedip gönül rahatlığıyla mışıl mışıl uyusa.

Çitten doğrulup uyudu uyuyacak gibi sallanan bedenini saman balyalarının üzerine attı. Uyumak istiyordu ama eve gitmesi gerektiğini bildiğinden uyumayacak sadece gözlerini dinlendirecekti. Annesi hiç aferin diyip teşekkür etmezdi ama keçileri etmişti. Onu takdir etmiş istirahate layık görmüşlerdi. Görmeseler bile fark etmezdi çünkü daha dokuz yaşında bir çocuktu. O keçilerin gelip de bacaklarına sürtünmelerini teşekkür olarak algılıyordu. Mandıranın içinde, samanların üzerinde azıcık gözlerini kapatırken uykuya dalacağını bilmiyordu. Evdekilerin onun gelmediğini fark edip yana yakıla arayacaklarını, annesinin korkudan yüreğinin güp güp atacağını da bilmiyordu. Ancak babası gelip de onu uyurken bulduğunda başına gerçekten bir iş gelsin isterdi. Mesela bayılsın kalsın, kafası yarılsın yada bir tarafları kırılsın. Eğer öyle olursa azarlanmaz, aksine biraz ilgi görürdü. Yaptığı işin bir kıymeti kalmadığı gibi o gün ve sonraki günlerde ne ana babasının köteği ne de evdekilerin alayı bitmişti. Epeyce gülmüşlerdi samanın üzerinde uyudu kaldı diye. Ama elinden gelen bir şey yoktu o an için. Uyku öylesine tatlı öylesine karşı konulamaz gelmişti ki neresi olsa uyuyacaktı.

O günü hatırlamasının sebebi muhakkak şimdi de aynı şekilde uykuyu arıyor olmasındandı. Ne zaman sessiz ve hareketsiz kalsa hep eskiden bir şeyleri deşer çıkarır uzun uzun onu düşünürdü. Ne vakittir de Hamza'nın kolları arasında oturup bahçeden yükselen aydınlatmaların ışığına bakıyorken aklına bunlar gelmiş enine boyuna düşünmüştü o günü. Aynı tatlı uyku onu yine çağırıyor, günün yorgunluğuyla neresi olduğu fark etmeksizin gözlerini kapattığı gibi uyumak istiyordu. Kuruyan dudaklarını ıslatıp başını oğlanın omzundan kaldırdı.

Elma Ağacının AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin