Bu bölümü
EMRE ALTUĞ - BU KADAR MI?
Şarkısı ile dinleyin bebekler😶Evvet yine ben geldiim. Hoşgeldim inşallah efeniim.
Bu bölümde dayanamadım ve Elif'imiz ile başlamaya karar verdim. Aklımda ufak tefek olay örgüleri var ama tam değil umarım seveceğiniz bir bölüm olur.
İyi okumalar...(Elif)
Mardin'im yine Güneşli ve pasparlak. Hava esiyor ama hafif hafif bir meltemi andırırcasına. Bugün babaannemde izin verirse aileme sürpriz yapmaya İstanbul'a gideceğim ama babaannem biraz eli sopalı bir kadın yani her zaman da yaptığı gibi bir kaç kılıf uyduracak ama benim dilime dayanamayacağı için kabul etmek zorunda kalacaktı.Biraz da kendimden bahsedeyim,
Ben Elif namıdiğer Dilli...
Bana sadece büyükdedem Dilli diyebilirdi hatta "aha geldi bizim dilli"
derlerdi. Çünkü ikna kabiliyeti ve gerektiği yerde fazlasıyla hak savunuculuğuyla bu lakabı kesinlikle kendime uygun buluyordum. Evet çok konuşuyordum ama boş konuşmuyordum. Hatta büyükdedem bana "benim kızım avukat olacak masumları savunacak." Derdi ama dedemin bildiği kadar masum bir meslek değildi avukatlık. Görevi gereği suçlu olanları da savunmak zorunda kalabilirdim ama bunu o davayı almamak ile de halledebilirdim ve ben mesleğimi elime aldığımda kesinlikle böyle olacaktı sadece masumu savunacak, hiçbir masumun ahını almayacaktım. Ölmüş dedem öyle olması gerektiğini söylemişti çünkü...Kocaman ve coşkulu adımlarım ile hızlı hızlı indim büyük konağın kocaman merdivenlerini. Çocukluğumdan beri bayılırdım bu konağa, aslında büyük evleri severdim. Geçtim masanın başına öptüm babaannemin elini ve masum köpek bakışlarımı attım. Babaannem bu bakışları artık ezbere bildiği için abiminde yaptığı gibi
N: Hayır olmaz kızçem ıı izin vermiyorum sen emanets-
E: Yaaaa ama babaanne bir dinle ya offf hiçte dinlemiyorsunuz bakıyorum da.
Dedi sitem ile Çok huysuzdu bu Naide BabaannesiN: Hayır olmaz dediim hadi hadi aldırma terliği elime valla totona totona vururum.
E: Babaanne ben annemleri ziyaret edeceğim hem eğer izin verirsen söz seni önce hamama indirip kendi ellerimle keseleyeceğim sonrasında Zambak getireceğim.
Kese atma lafına burun kıvırdı kimse benim gibi babaannemi yıkayamazdı zaten sadece sırtını yapıyordum onu da mis gibi hiç incitmeden yapardım. Ama zambak lafını duyunca gözleri parladı resmen, çok severdi zambak çiçeğini ama bu sefer İstanbul'a gitmekten bahsettiğim için anında kendine hakim olup tekrar burun kıvırdı. Son kozumu kullanacaktım hadi bismillah
E: Hem bak eğer izin verirsen sana fırında makarna da yaparım, ya babaanne sadece 2 hafta kalıp geleceğim işte ne abarttın.
N: Fırında makarna mıı?
E: Hemde bol tavuklu.
N: Tamam ama tek gitme vardı yanın da bir kız Hanım mıydı Canım mıydı neydi onunla gidiver.
İsim benzetmeleri ve aldığım izin ile büyükçe bir kahkaha attım. Hisar en yakın arkadaşımdı, canım, canyoldaşımdı hatta. Babaannemde Mardin usulü yemeklere alıştırılmıştı ve diğer yemekler evde pek yapılmazdı bu yüzden fırın makarnayı yaptığım zaman bayılarak yiyordu..
Konakta 16 kişi yaşıyorduk hepsi akrabamız ya da gelinlerimiz di.
Ve birçok çalışan(Birkaç saat sonra)
Şuan İstanbuldaydım ve yanımda Hisar vardı. Daha önceden de söylediğim gibi bu kız benim başıma gelmiş en güzel şeydi...
Bazen beni öyle bir benimserdi ki erkek kılığına girip öğretmenimden benim için azar işitmişliği bile vardı ve ben mükemmel erkek karakterine bürünüp kabadayı gibi konuşmasını hep yüzüne vurup onun ile alay ederdim oda benim korkudan altıma işediğimi hatırlatırdı hakikaten ne güzel günlerdi mazide kalan hatıralar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM
Teen FictionBir öğretmen ve askerin yollarının kesişmesini konu almıştır.