23. Bölüm

50 0 0
                                    

Fırat Yarbay: Ne oldu Hazar, Kuyruk acın şimdi mi bastırdı?

Hazar: Eğer babam ile anamın başına bir iş gelirise andım olsun taş üstüne taş bırakmam duydunuz mu LAAAAN!!!

Fırat Yarbay: Hepsini öldürün ama şu 2 it kalsın onların icabına karargahta bakacağız.

Hazar: Sensin ulan it!

Fırat Yarbay: Kararımdan vazgeçtim asker, öldür hepsini Hazar'da dahil.

Engin: Emredersiniz komutanım.

Hazar: DUR DUUR TAMAM DUR .

Engin: Kimmiş it?

Hazar: (burnundan soluyarak) benim.

Engin: Kim kim? Ulan Türkçe konuş ben senin dilini bilmiyorum, hav hav havhav!.

Hazar: Benim lan tamam benim.

Engin: LANLI LUNLU KONUŞMA LAN!

Hazar: Tamam tamam sakin, yeter annem annem o onu bırak onu bırak hepsini al annemi bırak ONU BIRAK NOLUR ONU BIRAK.

Annesine daha çok değer verirdi Hazar, eğer ona zarar gelirse özellikle bu zarar Türk Askerinden gelecek olursa taş üstüne taş bırakmazdı. Hemen tutsaklarıda sıkı bir şekilde bağlayıp götürdüler, geriye kalan teröristleri ise konuşturmak için sorguya alacaklar sonrasında ise hepsini öldüreceklerdi.(Gerçekte suç üstü yapınca öldürülüyor mu bilmiyorum.)

Hazar ile Hisar yanyana oturmuşlardı, yani bu şekilde denk gelmişti. Bunu farkeden Hazar yine yavşaklığını kullanıp Hisar'a sulanacaktı.

Hazar: Acaba isminizi öğrenebilirm-

Semih: Semih!

Oldukça gür ve net çıkan sesi ile cevabını vermişti aslında Semih ama anlayan olmamış olmadığı gibi tekrar aynı hataya düşmüştü.

Hazar: Hanımefendiye sordum.

Semih: Başlarım hanımefendine hem hanımefendi rahatsız olmuş senden değil mi hanımefendi?

Tek kaşını kaldırıp tehdit edici bakışlarıyla Hisar'a dönen gözleri herşeyi anlatıyordu aslında, "sıkıyorsa rahatsız olma" bakışıydı bu ama Hisar yerinden memnundu çünkü onu araba tutuyordu ve camdan bakması gerekliydi.

Hisar: Kimden?

Konuşurken bile midesi bulanıyordu genç kızın. Hiçbir şeyin farkında değildi, zaten daha demin konuşulanları bile duymamıştı. Tek dileği kusmadan yolculuk edebilmekti.

Semih: Bu gavattan.

Hazar: Sensin lan gav-

Diyemeden ağzına yediği yumrukla susmak zorunda kaldı. Semih'in elleri direkt Hisar'ın kollarını buldu ve tuttuğu gibi kaldırıp Hazar'dan uzak bulduğu herhangi bir yere oturttu ve kendisi Hazar'ın yanına geçti.

Semih: Ne oldu konuşuyordun ağzını gere gere, çenen uf mu oldu? Hiiii kıyamaaam.

Sahte bir samimiyet ile söylenilen bu kelimeler herkesi güldürmüştü.

Hazar: Sen dua et ben seni karının yanında rezil etmedim.

Semih: Sen mi beni rezil etcen lan.

Engin: Ne ara evlendin lan sen.

Semih: kim evlendi?

Engin: Bunun dediğine göre Hisar senin karınmış duymadın mı?

Engin'in söylediği şey arabanın içine bomba gibi düşmüş ve herkesi sessizliğe boğmuştu.

İMKANSIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin