- bella ciao -

341 34 50
                                    


Merabaa Yorumlarınızı bekliyorumm <3


Eve geçtikten sonra Can küçük valizini misafir odasına taşımış, güzelce yerleşmişti.

Akşam yemeği için bir şeyler isteyip istemediğini sorduğumda bu akşam yemeğini dışarda yememizi teklif etmişti. Asla itiraz kabul etmemiş, bunu teşekkür amaçlı yaptığını savunmuştu. Sonrasında da yorgun olduğunu, hemen duş alıp uyuyacağını söyleyerek odasına çekilmişti.

Ben de dinlenmek için kendi odamdaydım, ama 6 saat araba kullanmama rağmen uyku tutmuyordu. Aklımı kurcalayan düşüncelerden asla kurtulamıyordum. Uyuyamayacağımı anladığımda balkona çıkıp sigara yaktım. Boş boş gökyüzünü izledim.

Kolumdaki saat akşam yediyi gösteriyordu. Yavaş yavaş hazırlanmam gerekiyordu.

İçeriye geçip tişörtümü çıkardım. Ne giyeceğim konusunda fazla düşünmedim. Gardroptan siyah bir takım aldım.

Üzerime geçirdiğim gömleğimin kol düğmesini takarken aynada kendimi izliyordum. Bunu neden kabul etmiştim? Gerek var mıydı? En son ne zaman yemeğe çıktığımı bile hatırlamıyordum. Yatağa atacağım biriyle yemeğe çıkmak, fazla samimiyet kurmak asla tarzım değildi.

Saçlarıma bir az düzen verdim. Ceketimi de alıp salona geçtim.

"Can hazır mısın?"

Soruyu sormamla odasının kapısı açılmıştı.

Onu gördüğüm anda teklifini neden kabul ettiğimi anladım. Can tartışmasız güzel çocuktu. Ve güzel bulduğum her şey onları elde edene kadar ilgimi çekiyordu. Evet nedeni kesinlikle buydu. Bu geceden sonra Can da benim için bitecekti. Sonsuza kadar.

"Nasıl iyi mi böyle?"

Üzerinde mavi saten gömlek, siyah pantolon vardı. Saçlarını dağınık bırakmıştı. Her zamanki gibi gömleğinin en az dört düğmesi açıktı.

Gözlerimi bedeninden ayırmadan ona doğru yürüdüm. Refleks olarak geri gitmeye çalıştı ama sırtı duvarı bulduğunda durdu. Aramızdakı mesafeyi tamamen kapadığımda heyecanlandığını hissediyordum.

"İstersen şunları bile kapamana gerek yoktu, hepsini açık bırak"

Ellerimi karnının üzerinde gezdirerek düğmelerinden bir tanesini ilikledim.

"Böyle beni mi etkilemeye çalışıyorsun?"

Cevap vermesini beklemeden yüzümü boynuna yerleştirip kokusunu içime çektim. Onu çekici kılan en büyük özelliklerinden biri kesinlikle kokusuydu. Sanırım şeftalili duş jeli kullanıyordu. Kendi teninin kokusuna karıştığında dayanılmaz bir karışım oluyordu.

Kafamı bir az kaldırıp dudaklarımı kulağına doğru yaklaştırdım.

"Buna ihtiyacın yok"

Tamamen duvara yaslanmış, her an kendinden geçecek gibi bana bakıyordu.

Elimi yüzüne yerleştirip okşamaya başladım. Gözlerini kapatdı. Bir az yanaklarında dolaştıktan sonra dudaklarına doğru indim. Baş parmağımı üzerinde gezdirdiğimde hafifçe dudaklarını aralamıştı. Alt dudağına bastırdığımda parmağımda ıslaklık hissetmiştim.

"Güzel"

Diğer elimle belini kavrayıp yaslandığı duvardan kendime doğru çektim.

"İstersen yemeği iptal edebiliriz"

Duyduğu sesle kendine gelmiş gibiydi.

"Ne?" Gözlerini açarak sormuştu.

"Yemek faslını diyorum, iptal edebiliriz"

av mevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin