- Söz -

305 30 24
                                    


Merhabaa  ben geldimm ^^)

Umarım iyisinizz :)


Çok dinç ve rahat hissetmeme rağmen tüm gece uyumamış, başını goğsüme yaslamış mışıl-mışıl uyuyan adamı izlemeyi tercih etmiştim. Çok güzel, sakin bir gece geçirmiştik ve bu beni korkutmuyor değildi. Çünkü benim hayatımda genelde sakinlik alışık olmadığım bir durumdu. O yüzden sanki gözlerimi kapatırsam sihirli bir el onu benden koparacak gibi hissediyordum.

Sessize aldığım telefonum sabahın beşinde titreşim yaptığında önemli bir şey olduğunu düşünmüştüm. Ekranda kayıtlı olmayan numara gördüğüm an arayan kişinin kim olduğunu tahmin etmiştim.

Canı uyandırmadan yataktan nasıl kalkacağımla ilgili bir fikrim yoktu. Kendisi koala gibi kollarını ve bacaklarını vücuduma sarmıştı.

Ne kadar yapmak istemesem de yavaş-yavaş bedenimi sola doğru kaydırarak kurtula bilmiştim. Başı gögsümden yatağa düşerken hafifçe mırıldanmış ama uykusu ağır olduğundan uyanmamıştı.

Banyoya geçtiğimde küvetin suyunu açtım. Olur da Can uyanırsa bir şey duysun istemiyordum. Son arayan numarayı çevirdim.

"Teklifini düşündüm"

Mahmut hafif şiveli kaba sesiyle telefona cevap vermişti.

"Kararınız ne?"

Dün ona Canla ilgili tüm planlarını iptal etmesini, aksi takdirde artık onunla çalışmayacağımı, hatta gerekirse karşısında bile olabileceğimi söylemiştim.

"Öncelikle dün benimle tehdit eder gibi konuşman hoşuma gitmedi."

"Bu konuda bir şey yapamam"

Bir az durdu. Sanki hala kararını vermemiş, birşeyler düşünüyordu.

"Neden Can Özsoyla ilgili bir şart ileri sürüyorsun? Senin için ne önemi var?"

Derin nefes aldım. Tabiki de karşımda çocuk yoktu, durumu  zaten az-çok anlamış olmalıydı. Ama benim böyle özel bir konuyu anlatamam  salaklık olurdu.

"O çocuğun babasıyla en ufak bir ilişkisi yok. Ne babasıyla ne bizim dünyayla. Hiç bir işine yaramaz. Neden vazgeçmek istemiyorsun?"

Telefondan kahkaha sesi yükseldi.

"Dani ben Sonerin arabasına saldırıdan sonra o çocukla uğraşmadım ki. Zaten vazgeçmeseydim şimdiye kadar çoktan bulurdum."

Duyduklarım bende kısa bir şok etkisi yaratmaya yetmişti.

"Nasıl yani? Peki ya cinayet?"

"Ne cinayeti?"

En az benim kadar şaşkın bir tonla cevaplamıştı.

"Yani Canla ilgili başka bir karar vermediniz mi?"

"Hayır"

Patron böyle istiyor. Cinayet o çocuğun üzerine kalacak.

Şaşırmış bir şekilde küvetin yanına otururken Sonerin sesi kulaklarımda çınlıyordu. Silahımı Canın evine koymayı Mahmut istemediyse Soner bunu neden yapmıştı?

Tabiki de salak değildim. Bu plan için Sonerin Kıraçtan da yardım aldığını biliyordum. Hatta asıl maksat cinayetin Canın üzerine kalması değildi. Canın bana kalan tüm güvenini de kaybettirmek,  onu benden tamamen uzaklaştırmak. Asıl niyetleri buydu. 

Ama hesaplayamadıkları iki şey olmuştu. Birincisi ben. Cinayet silahımı kolayca birine verecek kadar aptal değildim.

İkincisi şu an yatağımda mışıl-mışıl uyuyan Can. Her şeye rağmen bana güvenmeyi seçmişti.

av mevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin