Merhabaaa yorumlarınızı bekliyorummm <3
"Kıraç bey çıkışta bekliyor."
Hiç bir şey söylemeden kafamı sallayarak çıkışa doğru yöneldim. Sonunda buradan kurtuluyordum. Sadece bir gece kalmıştım, ama bir hafta gibi geliyordu. Asla uyuyamamıştım. Tüm gece son zamanlar yaşadığım şeyleri düşünüyordum. Her şey hızlı bir şekilde üst-üste gelmişti.
Sevgilim sandığım adamın beni kullanması, eve kapanmam, babamdan kaçma kararı, Daniyle tanışma, beni kandırması, Ankaraya gelişim, arkadaşımın saçma bir şekilde beni öpmesi, Daniyle yeniden karşılaşmam, kendime yenik düşerek birlikte olmam, işlemediğim cinayetten gözaltına alınmam, Baranla yüz-yüze gelmem. Tüm gece bunları düşünmek beni fazlasıyla yormuştu. Ama düşündüğüm hiç bir şey avukatın söyledikleri kadar kafamı allak-bullak etmemişti.
Kendini Ceren Uysal olarak tanıtan avukat Kıraç tarafından tutulmuştu. Kendinden emin duruşu işinde oldukça başarılı olduğunu gösteriyordu. Ve şu an buradan çıkışım da bunu kanıtlıyordu.
Görgü tanığı olarak gelen kişi son anda ifadesi değişmiş, beni asla tanımadığını söylemişti. Evimden çıkan silah cinayette kulanılan silahla aynı değildi. Cinayet saatinde evde olduğum da kanıtlanmıştı. Yani aslında her şey fazla kolay bir şekilde hallolmuştu.
"Neden onlara silahın kime ait olduğunu söylemediniz?"
Sorumu duyduğu anda durdu.
"Yavaş konuş. Hala emniyetdeyiz"
"Ama merak ediyorum"
Gerçekten merak ediyordum. Ceren benimle yalnız konuştuğunda silahın eve Dani tarafından koyulduğunu, hatta bununla ilgili elinde kanıt olduğunu söylemiş, ama bunu ifademde söylememem gerektiğini bildirmişdi. Anlattıklarına göre cinayeti Mahmutun emriyle Dani işlemiş, suçu benim üzerime yıkmak istemiş, ama yanlış olarak diğer silahını bırakmış.
Bana göre Dani gibi biri için fazla amatörce bir hata.
"Bunu söylesek bile cinayeti onun işlediğini kanıtlayamayız. Ve açık şekilde onu hedef gösterirsek senin hayatın tehlikeye girer. Dani çok tehlikeli biri Can. Her şey yapabilir. O yüzden şimdilik böyle bir karar aldık. Kıraç için her şeyden önemlisi senin can güvenliğin."
Bakışlarımı yere dikerek yürümeye devam ettim. Ruh gibiydim. Dani ikinci kez beni kullanmıştı. Ve ben buna yine izin vermiştim.
Birlikte geçirdiğimiz geceyi hatırladım. Dokunuşlarını nasıl bu kadar sahteleştire bilmişti? Nefes-nefese kaldığımızda gözlerimin içine bakarak "özür dilerim" demesini nasıl sahteleştire bilmişti? Sürekli kulağıma fısıladadığı, hala hayallerimi süsleyen sözler gerçekten sahte miydi? Uyuduğumu zannedip saçlarımı okşaması, tüm gecenin aksine saçlarıma çok hafif, masum öpücükler kondurması sahte miydi?
Peki polisler geldiği gece? Silahı gerçekten yerleştirdiyse polislerin geleceğini de biliyordu. O zaman neden yeniden evime gelmişti? Kendini de riske atmış olmuyor muydu?
"Can!"
Arkamdan gelen gür sesle kafamı çevirdiğimde bana doğru koşan Baranı gördüm. Hiç konuşmak istemediğimden yüzümü çevirip yürümeye devam ettim.
"Can lütfen iki dakika dur. Lütfen."
Derin bir nefes alarak durdum.
"Ne istiyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
av mevsimi
General FictionBu hikayedeki kişiler ve olaylar tamamen kurgudur. Gerçek kişi ve kurumlarla hiç bir bağlantısı yoktur.