- otel odası -

395 30 81
                                    


Merhabaa <3 Sonunda ikisini aynı bölümde yan-yana getirmeyi başardım :)


Saat 8-i geçiyordu ama hala Can'dan hiç bir haber yoktu. Otelin konumunu gönderdiğim mesaja sadece görüldü atmıştı. Sabah arabadakı konuşmamızdan sonra geleceğine emindim. Acaba fikirleri değişti mi? Kıraç benimle ilgili yeni birşeyler mi söyledi? Aramak istiyordum ama bir az daha beklemeye karar verdim.

Aynanın karşısına geçip kendimi yeniden kontrol ettim. Hayatım boyunca bu akşamki kadar aynaya baktığımı hatırlamıyordum. Her zamanki gibi siyahlar içindeydim. Ceketimi farkettiğimde gülümsedim. Odadasın Dani kendine gel ne bu resmiyet diye düşünerek ceketimi çıkardım. Kapının hafif tıklamasıyla hemen çıkışa yöneldim.

"Oda servisi"

Tabi ya. Konuşma sırasında bir az rahatlarız diye içki sipariş vermiştim. Servisi yapan eleman kırmızı şarapı ve kadehleri güzel bir şekilde masaya yerleştirdikten sonra odadan çıkmıştı.

Bildirim sesiyle hemen yatağın üzerinde duran telefonumu aldım.

"Kapıdayım"

Son kez gömleğimin yakasını düzeltip kapıyı açtım.

"Gözlük mü takıyorsun sen?"

Beni gördüğü anda ilk sözü bu olmuştu.

"İnsan bir merhaba der"

İçeri geçmesi için kapıyı sona kadar araladım.

"İnsan bir hoşgeldin der"

Gülümseyerek içeri geçti.

"Ben sadece konuşuruz diye düşünüyordum. Hazırlık yapmışsın?"

Sehpanın üzerini göstererek sırıttı.

"Daha rahat konuşuruz diye düşündüm."

Kaşlarını havaya kaldırarak odayı inceledi.

"Tabi"

"Montunu alayım?"

"Senden beklemediğim incelikler Dani"

Montunu çıkarıp bana vererek koltuğa geçti.

"Aynı giymişiz"

Siyah gömleğini işaret ettim.

"Tabi seninkinin önden yarısı yok yine ama"

Ellerini gömleğinin düğmelerine götürdü. Bir tanesini daha açtı. Beklemediğim hareketi karşısında gözlerimi iyice açtım.

"Yakışmıyor mu?"

Bu cesareti karşısında bir az şaşırsam da kendime gelerek karşısındaki koltuğa oturdum.

"Fena yakışıyor"

Bakışlarımı bedeninde gezdirerek yüzüne çıkardım. Göz-göze geldiğimizde yutkunarak gözlerini kaçıran taraf oydu.

"Bana öyle bakmaz mısın?"

Alçak sesle sorduğu soru sırıtmama neden olmuşdu.

"Nasıl bakıyorum?"

Elleriyle oyalanmaya başladı. Heyecanlandığı zaman hep yaptığı şeydi bu.

"Garip bakıyorsun işte. Yapma"

Gülümsemem iyice suratıma yayılırken hiç bir şey söylemedim. Onu daha fazla heyecanlandırmak istemiyordum. Şimdilik.

av mevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin