Eve geldikten sonra dün Canın uyuduğu yatakta bulmuştum kendimi. Yastığa sinen kokusunu içime çektiğimde her zaman bana güzel gelen şey rahatsızlık vermeye başlamıştı. Tüm geceyi kafamın ve kalbimin sesini durdurmaya çalışmakla uğraşmıştım.
Kendimi suçluyordum. İşleri bu noktaya getirmemeliydim. Onu bulduğum anda teslim etmeliydim.
Onu ilk gördüğüm anı hatırlamaya çalıştım. Heyecanlı bir şekilde arabamın önüne atıldığı anı. Ama her seferinde arabamın önündeki son bakışını hatırlıyordum. O son korku dolu bakışını unutamıyordum.
Onu teslim etmek kararını aldığımda bunu düşünmemiştim. Korkabileceği ihtimalini neden düşünmemiştim? Ya da Sonerin dediği gibi bundan sonra başına gelecek şeyleri neden düşünmemiştim?
Şu an ne yapıyor acaba? Mahmut'un yanına mı götürdüler? Patronun isteği ne? Onu öldürebilir mi?
Hayır. İstediği şey bu olsaydı başından beri bana söylerdi. Tetikçisi ben değil miyim?
Sabah saat 5 ve ben kafamın içindeki milyon tane soruyla cebelleşiyordum. Bir şeyler yapmam gerekiyordu ama ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Telefonumun sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Arayan kısmında Soneri gördüğümde anında açmıştım.
"Dani, büyük bir sorunumuz var" Nefes nefese konuşmuştu.
"Ne sorunu? Çocukla mı ilgili?"
Sesimin fazla endişeli çıktığının farkındaydım ama engel olamamıştım.
"Saldırıya uğradık"
Hemen yerimde dikelmiştim.
"Nasıl yani? Can nasıl?"
"Sağol Dani ben de iyiyim"
Sesi alınmış gibi geliyordu.
"Soner şimdi alınmanın sırası değil. Can iyi mi cevap ver?"
Bir süre konuşmadı.
"Çocuğu götürdüler "
Olduğum yerde donup kalmıştım.
"Kim? Nereye?"
"Bilmiyorum, Dani. Adamlar önümüzü kesti. Çatışmak zorunda kaldık. Savaş'I vurdular. Arabada kalsaydık hepimiz geberecektik. Dışarı çıkıp karşılık verdik. Aniden silah sesleri durdu. Geri çekildiler. Ama araca döndüğümüzde Can da yoktu. Şimdi patrona ne cevap vereceğiz?"
Şu an en son düşüneceğim şey Mahmuttu. Umrumda bile değildi.
"Ben değil, siz cevap vereceksiniz. Ben çocuğu sağ salim size teslim etmedim mi? Kaybeden sizsiniz"
Sesim tahmin ettiğimden daha sinirli çıkmıştı.
"Şimdi böyle mi olduk Dani? Ona kalırsa patron çocuğu bana değil, kendisine teslim etmeni istemişti. Kuralı ilk bozan sensin"
Arabamın anahtarını bulup kendimi dışarı atmıştım.
"Patrona ne istersen söyle Soner. Ben çocuğu sana verdim. Gerisi umrum dışı."
"Ne yani? Can'ın nerde olduğunu merak etmiyor musun?"
Alaycı ses tonu hoşuma gitmemişti.
"İnan bana zerre kadar merak etmiyorum. Hadi, kapat uyuyacağım şimdi"
Telefonu kapattığım gibi arabaya geçtim. Hayatımda ilk kez nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Saldırıyı kimin yapmış olacağını tahmin ediyordum. Can en son bana Sercan isimli birinden bahsetmiş, izini bulduğunu söylemişti. Belli ki bu işi de o yapmıştı. Aklıma başka hiç bir şey gelmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
av mevsimi
General FictionBu hikayedeki kişiler ve olaylar tamamen kurgudur. Gerçek kişi ve kurumlarla hiç bir bağlantısı yoktur.