XXVII. her zaman değil

169 36 116
                                    

MERHABAAA

yıl bitti şaka maka🧸💌

iyi okumalar😭💞

- - - - -

minho*

Oturduğu yerden sessizce bizi izleyen Jisung ilk defa sesini yükseltmişti, bu ikimizinde odağını ona çevirdiğinde kendini zorla sakinleştiren Jisung'un tekrar kötü bir hâlde olduğunu fark etmemek imkansızdı.

"Jisung-"

"Jeongin en azından alıştırarak demeyi deneseydin, bir anda gideceğim dedin şimdiyse iletişim bile kuramayız diyorsun."

Yanımdaki Jeongin kuru dudaklarını ıslatıp dişliyor, düzgün sözleri birbirine uydurmayı deniyordu fakat pek beceremediği aşikârdı.

"Her şey hızlı gelişti, böyle olmasını ben de istemezdim."

Tek yapabildiğim ikisini izlemekti, iki yorgun beden çaresiz hissederek kendini açıklıyordu.

"Jeong, her neyse." diyeceğini kestirip atan Jisung ayaklandığında Jeongin onu durdurmaya çalışmıştı.

"Seni bulmak isteyen adamlar uçağına da erişir Jeongin hatta ne yapar eder evini bile bulurlar ama sen mesajlaşacağım sıradan bir sosyal medya hesabını bana çok mu görüyorsun?"

Kolundan hafifçe tutulan Jisung Jeongin'e bağırmamaya çalışarak konuşurken Jeongin'in dili tutulmuş gibiydi.

"Madem yurtdışı da güvenli olmayacaktı, neden her şeyi ortaya döktün ki. Direkt siktir olup gitseydin."

Bu sözlerin ağır geleceğini biliyordum bu yüzden artık müdahale etmem gerekiyordu.

"Jisung lütfen, ne dediğini bilmiyorsun."

"Gayette iyi biliyorum, sadece o üzülmesin diye yaptım ben her şeyi ama bu kadarı çok fazla. Çok fazla Jeongin."

Jeongin'in Jisung'u tutan elini yavaşça kendime çekmiştim, belki Jisung içeri gitse daha iyi olabilirdi.

"Jeongin ben kayıtları halledebilirim, kimsenin erişmemesini sağlayabilirim."

"Nasıl yapacaksın?"

Sesini dakikalar sonra tekrar duyabilmiştim Jeongin'in, mutfakta tezgaha kısmen sert bırakılan bardakla Jisung'un gittiğini yeni fark edebilmiştim.

"Tek çevresi olan San değil ya, önce seni göndereceğim sonra da onu hak ettiği yere."

Jeongin'in kızaran gözleri gülümsemesiyle kısıldığında ben de ona zor bela gülümsemiştim.

Jisung birkaç adım ötede belirdiğinde Jeongin ona dönmüştü. "Özür dilerim." dileğiyle Jisung hızlıca gelip sıkıca sarılmıştı Jeongin'e

"Özür dileme ne gerek yok, düzgün bir hayatı hak ediyorsun. Sadece ben sensiz ne yapacağımı bilmiyorum."

Son dakikalarda olan her şey o kadar üst düzeydiki aklımın ucundan geçmeyecek şeyler bir bir önüme seriliyordu.

"Hiç ayrı kalmadık ki biz on altı yıl Jeongin, çocukluğumdan bu zamana. Aynı şey senin içinde geçerli biliyorum sadece bir an yükseldim."

Jisung'un sarılmayı bırakmazken dedikleriyle Jeongin'in tutamadığı yaşlarını görebiliyordum.

"Ne zaman gideceksin?"

Sorumla sarılmayı bırakmışlarken biz Jeongin'e, Jeongin ise bize bakar olmuştu.

"Bilmiyorum ama en fazla bir iki gün."

Onaylayarak kafamı sallamıştım, onun için istediğini yapabilirdim.

a little death-jeonglix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin