merhaba merhaba
biraz felix görelim kıxlar
benim minnoş aşkım (yeonjunum💗)
- - - - -
felix'Çok değil sadece birkaç hafta, birkaç haftadır Jeongin burada değil, birkaç haftadır San hapiste ve birkaç haftadır ben hiç ben gibi değilim.
Tek yaptığım evimde kalmak bazense ısrarcı olan abim için onlara gitmek ve bu kadar. Günlerdir evim ve abimin evi arasında gidip geliyorum, yaptığım başka hiçbir şey yok.
Jisung'la arama gelirsek iyiyiz yani hiçbir zaman eskisi gibi olamayız sanırım ama iyiyiz, Jisung fazla hassaslaştı sürekli ağlayıp duruyor ve artık onu yadırgamamaya başladık. Abim çok gergin ama bize çok yumuşak davranıyor baktığınız zaman en iyimiz o gibi.
Ben suskunum Jeongin'in gittiğinin haberini aldığım ve delicesine ağladığım günden beri hiç ağlamadım, kendimi ağlamamak için zorluyor muyum yoksa ağlayamayacak kadar bitkin miyim bilmiyorum.
Annem öldüğü zaman pek ağlayamamıştım zamanla ağlayamamaktan çok cenazeden sonra ağlayamadım, çok üzgünken ağlayamıyordum kısacası ama ufacık fiziksel bir acı yaşasam saatlerce ağlayabilirdim.
Şimdi annemi özler adımlarım birbirine girerken evimin yolunu bulmaya çalışıyordum, iki günden sonra tekrar evime dönüyordum ve muhtemelen üç gün sonra tekrar çağırılacaktım.
Evimin sokağındayken normalde görmediğim için gülümser şekilde yavru kediye bakmıştım, sokak kedisinin pek bulunmadığını biliyordum ama ev kedisine hiç benzemiyordu.
Eğilerek onu yanıma çağırdığımda duraksadıktan sonra yanıma gelmişti ve yanıma gelen kediden dolayı çok mutlu olmuştum. Elimi başını okşamak için uzattığında avcuma bakan kedinin aç olduğunu düşünmüştüm ama yanımda verebileceğim hiçbir şey yoktu. "Elimde bir şey yok ki, sadece seni sevmek istiyorum. "
Elimi tekrar uzattığımda bir anda miyavlayarak koluma tırmanmaya çalıştığında irkilerek ayaklanmıştım, tırnakları kolumu çizmişti ama bunu önemsemeden ona baktığımda adımlayarak yanımdan uzaklaşmıştı ben de ardından öylece bakmıştım.
İnce kazağımı sıyırıp koluma baktığımda bir anda bunu bekler gibi kaldırıma oturup ağlamaya başlamıştım, her zaman değil belki ama hassas olduğum zaman her şeye fazla anlam yükler ve ağlayabilirdim. "Sadece seni sevmek istemiştim, nankör herif."
"Neden giderken bile canımı acıtıyorsun, düzgünce gidemez miydin. Pisliğin tekisin Je- kedi." evet söylemek istediklerim kendimi fazlasıyla suçlu hissettiren Jeongin'eydi ama ben kedi beni sevmediği için ağlayacaktım ve doğrusunu söylemek gerekirse bunun farkında bile değildim.
"Felix?" gözlerimi endişeyle bana bakan çocuğa çevirdiğimde bana ilgiyle bakıyordu. "İyi misin?" Yeonjun elini uzatıp beni kaldırdığında dolu gözlerle ona bakıyordum.
"Değilim, hem de hiç değilim." ağlamam şiddetlendiğinde yüzüme biraz eğilerek bakıyor olduğu için bu halimi görüyor olması benim için utanç vericiydi. "Sarılmak ister misin?" ne olduğunu sorgulamak yerine dediğine kafa sallayıp hemen ona sarıldığımda o da beni sıkıca sarmalamıştı.
"Uzaktan seni gördüm, endişlendim. Canın mı acıyor?" göğsüne yasladığım kafamı onayla salladığımda hafifçe geri çekilip biraz aşağıda kalan yüzüme bakmıştı.
"Kedi, kedi vardı. Ben, ben sevmek istedim." ben duraksayarak anlattığımda gözüme gelen saçlarım yüzünden gözlerimi sadece kırpıştırmış elimi onun sırtından çekmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a little death-jeonglix ✓
FanficEğer 'en güvendiğiniz tarafından nasıl sırtınızdan bıçaklanılır?' ya da 'güven verdiğiniz insanı nasıl mahvedersiniz?' adlı bir konu işlenseydi en büyük örneği biz olurduk. (angst) • jeonglix, minsung