merhaba merhaba
minsung ağırlıklı oldu😉
iyi okumalar
- - - - -
Jisung günlerdir haber alamıyordu arkadaşından ve fazlasıyla gergindi, ama bunu söyleyeceği biri dahi yoktu bu yüzden kendini yiyip bitiriyordu.
Jeongin'i o saçma buluşmadan sonra görmemişti ve telefonu hep kapalıydı.
Üçüncü günde iyice endişelenmiş şekilde evine gittiğinde diğer zamanların aksine sonunda kapı açılırken, anlık olarak Jeongin'in olduğunu düşünerek sevinmişti.
"Jisung abi?" Yeonsu'yu görmesiyle yüzü düşmüştü.
"Abin nerde?" farkında olmadan endişeli sesinden ötürü kızı ürkütürken bunu önemsememişti.
"Benim okulumla alakalı şeyler için şehir dışına çıkacağını söyledi." fazlasıyla mantıksızdı.
"Hiç konuştunuz mu? ulaşamıyorum ben."
Yüzü yumuşayan kız gülümseyerek Jisung'u yanıtladı.
"Gittiği gün konuştum ama sonra telefonunu kırmış, o yüzden ulaşamamışsındır.""Ne zaman gelecek peki? geldiğinde bana haber vermeyi unutma sakın."
"Bilmiyorum ama çok sürmezmiş, bir hafta anca sürer dedi. Sana söylemedi mi bir şey?" dediğiyle Jisung olumsuz anlamda kafasını sallamıştı.
"Neyse ben gideyim gelince bana söyle ve abiciğine onu mahvedeceğimi de ilet."
"Tabii ki iletirim merak etme." Yeonsu'nun gülerek dediğiyle, Jisung vedalaşıp hızlıca evine geri dönmüştü.
"Nerdeydin?"
"Önemli değil." Minho'nun sorusunu cevaplayıp, bu konu hakkında onunla konuşmayı istememişti.
"Jeongin'le mi alakalı, erken döndün."
Minho'nun tahmin etmesi zor değildi çünkü Jisung her şeyi anlatırdı ve Jeongin'den bahsetmezdi.
"Evet onunla alakalı ama önemli bir şey değil." ikna olmuş değildi çünkü Jisung'un yüzü hiçte önemsiz bir şey olmuş gibi sayılmazdı ama üstelemeye gerek duymamıştı.
Jisung'un bir yanı Yeonsu'nun dediklerine inanmak istese bile bir yanı mantıksız diyip inanmasına engel oluyordu.
Minho Jisung'un saatlerdir odadan çıkmamasının üstüne kafasını dağıtmak için yatak odasına geçmişti.
"İyi misin sen?" yatakta öylece uzanıp etrafa boş boş bakan Jisung ona dönmüştü.
"Pek sayılmaz." demişti yalan tebessümle.
"Bir şeyler izleyelim mi? kafan dağılır." Jisung, Minho'nun önerisiyle yataktan doğrulup oturur pozisyona gelmişti.
"Aslında hiç istemiyorum ama reddetmeyeceğim." dediğiyle Minho gülümseyerek Jisung'un kucağındaki elini avuçları arasına almasıyla öpüp konuşmuştu.
"Ben markete gidip atıştırmalık alayım." Jisung, sevgilisinin ilgisiyle parlayan gözleriyle onu izler olmuştu.
"Beraber gidelim." diyerek yerinden kalktıktan sonra üstlerini değiştirip hızlıca evden çıkmışlardı.
"Arabaya gerek yok, yürüyüş yapmış oluruz." arabaya yönelen Minho'ya dediğiyle, Minho onaylayarak yürümeye devam etmişti.
"Felix'le konuştun mu hiç?" Jisung'un sorusuyla markete doğru yürüyen yanında ki Minho konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a little death-jeonglix ✓
Fiksi PenggemarEğer 'en güvendiğiniz tarafından nasıl sırtınızdan bıçaklanılır?' ya da 'güven verdiğiniz insanı nasıl mahvedersiniz?' adlı bir konu işlenseydi en büyük örneği biz olurduk. (angst) • jeonglix, minsung