merhaba merhaba
aslında bölüm atmayacaktım yetiştiremem diye ama bir tane bebişe kıyamadım o yüzden 🥹
iyi okumalar
- - - - -
Jisung'un bana bakan gözlerine bakarken dolan gözlerimle anlık olarak kafasını geriye atmış ve ayaklanmıştı.
Abim elimi tutup benimle konuşurken onu duymuyordum bile sadece yaşlarım düşüyordu, bir anda kafamı kaldırdığımda gözleri yaşlı abim yanaklarımdaki yaşları silmişti.
"Sana zarar verdi mi?"
"Hayır, sadece izledi... Öylece izledi." duraksayan sözlerimi tamamladığımda biraz olsun içi rahatlamış gibi hissetmiştim.
Abim sinirle yerinden kalkıp odada döner olduğunda Jisung da onunla konuşmaya çalışıyordu, bense kafamı yanımda üzgün yüzüyle bana bakan kıza çevirmiştim.
Tekrar olmuştu, tekrar Jeongin olmuştu gözümde.
Sadece yaş akan gözlerime bir hıçkırık eklendiğinde bir anda Yeonsu'yu kendime çekip sarılmış, tarif edemediğim acımı sesime yansıtarak ağlıyor ve saçlarını seviyordum.
Yaklaştığını anladığım ikili müdahale etmiş olmalı ki Yeonsu bana sarılıp, "Sorun yok, böyle kalabiliriz." demişti.
Omzuna yasladığım çenemle ağlarken çatallaşmış sesimle, "Abimle gidin lütfen, yalnız kalmayı istiyorum." demiştim.
"Benimle mi?" şaşkınlığı sesine yansıyan kıza cevaben olumlu anlamda kafa salladığımda Jisung bir şeyler söyleyerek abimi odadan çıkarmış, kapıyı kapamıştı.
"Abim miydi?" üzgünlüğü sesine vuran kız sessizce konuştuğunda iç çekmişti.
Ben konuşmadan sessizce ağlamaya başlarken titreyen bedenim ve kesik nefeslerim duraksamıyordu.
"Yalan söylemez o, ama söyledi biliyor musun?" sesi incelen kızın ağlamamaya çalıştığını anlayabiliyordum.
"Okulum için şehir dışına gittiğini, telefonunu kırdığı için telefon kulübesinden aradığını söyledi... Yalanmış." söylediğiyle hafifçe gülerek devam edecekti ki araya girdim.
"Telefon kulübeleri şehir dışı için değildir ki." dediğimde kafasını sallamıştı.
"Ona koşulsuz güvendiğim için kadırdı beni, ben bunu bilsem bile abim yine de doğru söylüyor diyecek biriyim."
"Çünkü güveniyorsun, benim gibi."
Yine engel olamadığım anılarımız aklıma geldiğinde sarılmayı kesip yüz yüze gelince gülümsemiştim.
"Abim adına özür dilerim çünkü gerçekten çok utanıyorum."
Ben konuşacakken tekrar konuşmaya devam etmişti.
"Neden böyle olduğunu bilmiyorum, son günlerde çok soğuktu. Ben gideceğim diye daha fazla onunla olmak isterken o uzak durdu."Nereye sorusunu kendi kafamda okulu olarak cevaplamamdan sonra yorgun gözlerimle ona baktım.
"Senin bir suçun yok, üzülme tamam mı?" dediğimle omzuna destek verip ayaklandığımda konuşmuştu."Neden onu koruyorsun?" dönüp koltukta oturan kıza baktım bilmediğim bir şeyi nasıl açıklayabilirim diye düşündüm.
"Bazen bir şeyi yaparsın ama sebebini sende bilmezsin, sadece yapmak istemişsindir ve yapmışsındır işte."
"Ya da ne bileyim belki bastırdığın şeyler bir anda çok ağır basmıştır ve sen aptal olmayı önemsemeden altında ezilmişsindir."
Minik bir gülümsemeyle kafasını salladığında kapıyı açıp yatak odasına geçmiştim, başucunda gördüğüm kızın ufak çantasıyla kafama yeni dank etmiş bir şekilde çıkıp abimlerin odasına geçmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a little death-jeonglix ✓
FanficEğer 'en güvendiğiniz tarafından nasıl sırtınızdan bıçaklanılır?' ya da 'güven verdiğiniz insanı nasıl mahvedersiniz?' adlı bir konu işlenseydi en büyük örneği biz olurduk. (angst) • jeonglix, minsung