VI. sonradan söylersin sen

490 60 717
                                    

merhaba merhaba

oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın lütfen🥹💞

- - - - -

"Böyle bir şey hiçbir zaman istemedim, zaten istesem kimi seçeceğin belli Jisung." Jisung nedenini bilmediği şekilde bu lafa normalden daha fazla kırılmıştı.

"Seni bırakacağımı mı düşünüyorsun yani, lisenin başından beri olan ilişkimizi öylece bitireceğimi mi sanıyorsun?"
Minho, her şeyi boşverip sevgilisine sarılmak istiyordu ama üste de çıkmak istiyordu.

"Hayır, ama eğer ben mi yoksa Jeongin mi desem onu seçeceksin Jisung." Bundan emindi Minho, Jisung'un her şeye rağmen onu seçeceğine artık emindi.

"Saçmalıyorsun ikinizi de biriniz için bırakmam ben, benim için nasıl böyle düşünebiliyorsun?" Jisung anlam veremez şekilde bakıyordu, eskiye nazaran daha az ses yükseltiyorlardı.

"Jisung, o bile katil olduğunu kabul etmişken senin bunu kabul etmeyip onu savunman. Sence böyle düşünmem garip mi?"

Genelde sinirinden kelimelerini düzgün seçemeyen Minho, şu an olabildiğince mantıklı konuşmaya çalışıyordu.

"Anlamıyorsun beni, hiçbir şey anlamıyorsun." Jisung pes edercesine kafasını olumsuz anlamda sallıyordu.

"Çünkü düşüncen o kadar saçma ki asıl anlamam tuhaf olur. Ne yapayım Jeongin'le eskisi gibi mi olayım ne bekliyorsun, hiçbir şey yapmamış gibi mi davranayım?"

Bunun üstüne ne söylenebilirdi, daha ne saçmalayabilirdi Jisung. Minho daha fazla bu saçmalığa dayanamıyordu.

"Böyle bir şey demiyorum b-"

"Tanrı aşkına Jisung, kapa çeneni artık." Jisung'un sözünü keserek bağırmıştı Minho.

"İyi, gidiyorum ben." Jisung daha fazla uzamasını istemiyordu ama Minho'ya karşı hep susan da olmak istemiyordu.

Kavgalarda olabildiğince susardı Jisung, çoğu zaman kavgayı engellerdi hatta. Ve her kavganın sonu yine aynı olurdu, Minho'nun bağırışıyla biterdi.

"Nereye gidiyorsun bu saate... Jisung? Jisung bana cevap ver." Minho salondan yatak odasına doğru yürüyen Jisung'un önüne geçip onu durdurmaya çalışmıştı.

"Seni ilgilendirmiyor çekil." Jisung dinlemeyerek önünde ki Minho'yu iteleyerek yatak odasına geçmişti.

"Hiçbir yere gidemezsin. Ehliyetin yok, saat çok geç." Kavga etmiş olmaları onu umursamayacağı anlamına gelmiyordu, tabii ki onun için endişeleniyordu Minho.

"İyi o zaman Jeongin'i ararım gelip beni götürür." Felix ya da Jeongin'e gidebilirdi zaten, ama Jisung Minho'nun sinir olmasını istiyordu.

"Beni çıldırtacak mısın sen?" Jisung ufak çantasına birkaç parça kıyafet koyarken, Minho sadece bağırıyordu.

"Sus artık Minho, bıktım, duydun mu? bıktım." Jisung çantasının fermuarını çekip Minho'nun yüzüne aynı onun gibi bağırarak söylemişti.

"Gitme Jisung, sabah gidersin arama şunu." Jisung duymamazlıktan gelip telefonunu kulağına yaslamıştı.

"Seni de mi öldürsün istiyorsun amına koyayım?"

Jisung, Minho'ya cevap vericekken telefonun açılmasıyla susmuştu.

"Jisung? iyi misin?"
"İyiyim iyiyim, Jeongin beni alır mısın evden? sende kalmak istiyorum."
"Bir şey mi oldu? Minho laf etmesin. Felix'e bırakırım istersen."
"Evet ama sorun değil çabuk gel, bekliyorum."
"Peki, geliyorum hemen."

a little death-jeonglix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin