merhabaa
paragraf arası yorum atarsanız çok mutlu olurum,
güzel yazıyorsun diyen birkaç kişi oldu ve ne kadar mutlu oldum bilemezsiniz😭🎀🧡
iyi okumalar
- - - - -
jeongin'Aradan birkaç gün geçmişti ve Minho tabii ki şikayetçi olmuştu benden, şimdiyse ifade vermem gerekiyordu.
Rahattım çünkü yapmamıştım, yapmadığım için ceza alacağımı düşünen tek kişi Minho olmalıydı.
Sade bir şeyler giyindikten sonra arada bir eve uğrayan babamın iğrenç bakışlarına aldanmadan kapıdan çıkmıştım, hep böyleydi, bizi hiç sevmezdi özellikle de beni.
Gerçi sevmemekte haklı sanırım onu bir sürü borca sokmuştum ama hapse girmemem için ödemeyi kendi istemişti, gerçi bu da kendi içindi.
Hapse girsem bu onun işlerini de etkilerdi o da bu yüzden para ödeyip bana nefretini katladı.
Buraya tekrar gelmek içimi ürpertip, kendimi iğrenç hissetmemi sağlamıştı.
Birilerinin yönlendirmesi ve biraz bekleyiş sonucunda sorguya alınmıştım.
"Yang Jeongin? ilk suçun değilmiş, sicilin kirli."
Hiçbir şey demeden oturduğum sandalye de önüme bakıyordum, komiserin yüzüne bakmak bile beni geriyordu.
"Ben yapmadım."
"Aa peki o zaman gidebilirsin." demişti gülerek, normal tabii, herkes inkâr ederdi suçunu.
"Annesini öldürdüğün Lee Felix'in evine kamerayı neden taktın? yoksa takıntılı bir sapık mısın?"
Sesi beni o kadar geriyordu ki, belli etmemeye çalışsam bile dizlerim titriyordu. Bu biraz çocukken en ufak hatamda azarlayan babam gibi hissettirmişti.
"Kamerayı ben takmadım." korkumu sesime yansıtmamaya çalışıyordum, neden böyle olduğumu bilmiyordum.
"O saatte ne işin vardı orada?" sakin sesi kulaklarımın dibinde gibi hissediyordum.
"Bilmiyorum sadece Felix'i görmek istedim, onu görmeye çok ihtiyacım vardı. Zaten evine gidip gitmemek arasında kaldım, daha karar bile verememişken San çıktı binadan."
"Choi San? onu gördün mü?" sesinde bir farklılık oluşmuştu ama anlayamamıştım.
"Evet, Felix'in evinden çıkmıştı. Biraz atıştık sonra da evime döndüm. Bu kadar."
Dediklerimden sonra baktığım yüz, farklıydı. Düşünür gibiydi ama ben hiçbir şey anlayamıyorum.
Sesi tekrar eskiye dönmüştü. "Neden atıştınız peki?"
"Neden orda olduğumu sorguladı, ben de onun. Sonra laf dalaşına girdik, eskilerden bahsetti, herkesin nefretine sahip olmamdan, yalnız olmamdan, katil olmamdan."
"Şiddet oldu mu peki birbirinize karşı?" dediğiyle olumlu anlamda kafa sallamıştım.
"Evet ben onun çenesine ve yanağına yumruk attım o da benim burnuma." eskiye göre daha iyiye dönebilmiştim.
"Peki o da takmış olabilir mi kamerayı?"
"Muhtemelen o yapmıştır, ben yapmadım. Binanın içine bile girmedim ben."
"San'la ittifak mısınız? bekli de yakalanmamak için ona yaptırdın ve sonrasında rolden bir kavgayı oynadınız."
Denilenle sinirden güler olmuştum.
"O pislikle ittifak olmak mı? iğreniyorum ondan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a little death-jeonglix ✓
FanficEğer 'en güvendiğiniz tarafından nasıl sırtınızdan bıçaklanılır?' ya da 'güven verdiğiniz insanı nasıl mahvedersiniz?' adlı bir konu işlenseydi en büyük örneği biz olurduk. (angst) • jeonglix, minsung