XXV. en doğal hakkım

184 36 151
                                    

merhabaa

valabisiyapmadm

cidden yapmadım ya

BİR DE OY VE YORUMLARINIZ ÇOK DEĞERLİ ÜZÜLÜYORUM ŞURDA (BÖYLE ŞEYLER SÖYLEMEYİ HİÇ SEVMİYORUM AMA ÜZÜLÜYORUM YA)

- - - - -

Ertesi güne Jisung'un telefonuyla uyanan Jeongin gece çaldırıp ağlamaktan konuşamayacağını anladığından sonraya ertelediği konuşmayı artık yapmalıydı.

Ağlamasının tek sebebi Felix değildi, yıllarının böyle bir tepkiyi hak etmediğini düşünüyordu.

"Jisung." tam anlamıyla çıkmayan sesiyle Jisung sadece susmuştu, kötü olduğunu anlamak zor değildi.

"Konuştunuz mu?" Jisung'un sözüyle kafa sallayarak tebessüm etmişti görmeyeceğini bile bile, bu onun bir alışkanlığıydı.

"Konuştuk, kafası çok karıştı. Bildiğin kavga ettik çünkü ben patladım."

"Bu kadar mı?" Jisung nedense bu kötü oluşunun ardında ayrıntılar olduğundan emin gibiydi.

"Neye inanacağımı bilmiyorum dedi Jisung, her şeyi anlattım ama inanmadı işte, yani kollarıma atlamasını beklemiyordum tabii ama ne bileyim en azından bir şeyler söyler sanmıştım..."

"Sadece zaten tekrar olamayız adlı bir nutuk çekti, neden anlattıklarımın hiçbirine bir şey demeyip tekrar olmayı beklemiyorum dediğimde bana bağırdı?"

Jeongin fazlasıyla sakindi artık geçmişti daha fazla üzülemezdi, bugüne dek fazlasıyla üzülmüştü.

"Ne diyeceğimi bilmiyorum ama bir anda duyması ona ağır gelmiş olmalı."

Jisung'un dışardan bir göz olarak bakmaya çalışması fazlasıyla hoş olsa da Jeongin artık fazlasıyla bencilleşmişti.

"Artık umrumda değil, gideceğim."

"Ne!"

Jisung'un tutamadığı sesiyle Jeongin oturduğu yatağında eliyle gözlerini ovuşturmuştu.

"Burda daha fazla kalmak istemiyorum Jisung, kardeşime gideceğim."

"Ama geleceksin değil mi?" Jisung'un korkarak sorduğuyla Jeongin yutkunmuştu.

"Hayır, temelli gideceğim." birkaç saniye sessizlik olurken Jisung "Beni nasıl bırakırsın?" demeyi çok istiyordu ama Jeongin'in iyiliği kendisinden önce geliyordu.

"Hiç mi gelmeyeceksin?" burnunu çeken Jisung'la kendini kötü hisseden Jeongin duraksayıp tekrar konuşmuştu.

"Bilmiyorum bebeğim, özür dilerim. Sadece bilmeni isterim ki ben artık dayanamıyorum."

Ağladığı anlaşılan çocuğun nefesleriyle ne yapcağını bilmez hisseden Jeongin kararlıydı, en iyisinin bu olduğuna çoktan karar vermişti.

"Sen ne yaparsan yap ben arkandayım, doğru bu diyorsan öyledir. Sen iyi ol, başka bir şey istemiyorum."

"Olacağım."

Jeongin'in Jisung'u artık hak etmediğini düşündüğü an bunlardan biriydi, onun yanında her daim olan çocuğu öylece bırakmak.

"Buraya ne zaman geleceksin?"

Sessizliği bozan daha iyi gelen sesiyle konuşan Jisung'la Jeongin onu yanıtlamıştı.

"Akşama doğru, Minho ne derse dersin araya girmeyeceğine söz ver."

a little death-jeonglix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin