merhabaa
nasılsınız
siz neden oy ve yorum atmamak? 🦍(eskidendi eskidenn)
tutmayayım iyi okumalar🤍
- - - - -
"Şaka yapıyor olmalısın."
Dediklerimi önemsemeden elindeki kupayla birkaç adım ötedeki koltuğa geçip içeceğini yudumlamıştı.
"Konuşmayacak mısın gerçekten?"
Bu umursamaz tavrı beni iyice sinirlendirirken, başımda olan sızı gittikçe fazlalaşıp dayanılmaz bir ağrıya dönüşmüştü.
"Amacın ne senin, duymamazlıktan gelmeye devam mı edeceksin böyle?"
Ayakta başında sinirle konuşan beni önemsemeden önüne bakıp kahvesini yudumlaması beni ciddi anlamda krize sokuyordu.
"Jeongin, Jeongin dedim."
Yine dediğimin bir önemi olmadığını fark edince şansımı denemek için evde dolanmaya başladım, bulduğum dış kapıyı açılmayacağını bile bile defalarca açmayı denedim.
"Boşuna zorlama."
İki adım ötemde solgun bakışlı, uykusuz gözleriyle duvara yaslanmış kupayı hâlâ elinde tutarak bana bakıyordu.
"İstemediğim halde beni burda tutacak değilsin heralde?"
"Aslında tam olarak öyle yapıyorum." dediğiyle kapının kulbundaki elimi çekerek tam anlamıyla yüzüne dönmüştüm ve sakin kalmak hatta cümle kurabilmek dahi benim için çok zordu.
"Seni boğmamak için kendimi o kadar zor tutuyorum ki."
"Boğar mısın gerçekten?" ardından gülümseyip içeriye yani oturduğu yere tekrar adımlarken ben de onu bağırarak takip etmiştim.
"Dalga mı geçiyorsun lan sen benimle?"
Yine başında dikilir şekile geldiğimde sinirden başım çatlayacakmış gibi hissedip ellerimin titremesine engel olamazken onun beni umursadığı yoktu.
"Nasıl bir durumda olduğumuzu kavrayamıyor musun?"
Bu halde konuşmak bile beni zorlarken, Jeongin boş boş yere bakıyor ya da karşısında kalan ada tezgahın üzerindekileri inceliyordu.
"Bir açıklama yapmaya tenezzül bile etmiyorsun... pislik herif."
Anlık bir sinirle elinde gevşediğini fark ettiğim kupaya vurarak üzerine devrilmesini sağladığımda, kupayı koltuğun diğer tarafına adeta fırlatıp ayağa kalkmıştı.
Ben sinirle ona bakmaya devam ederken yaptığım şeyden hiçbir şekilde pişman değildim, ne yapmamı bekliyordu ki?
"Sikeyim, yandım."
Hızla üstündeki tişörtü kenara atıp çatık kaşlarıyla bana bakmıştı.
"Daha fazlasını hak ediyorsun."
Acıdan ekşimiş yüzüyle bana bakarken ağzını açamadan yanığı yeni hissetmiş gibi kahvenin devrildiği karnına bakmış. Çıplak üstüne eliyle yelpaze yaparken yanımdan hızla uzaklaşmıştı.
Bense gitmesiyle koltuğa çökmüş kendimi sakinleştirmeye çalışmıştım.
Saniyeler sonra gelen su sesiyle ne yapacağını bilmez şekilde etrafa bakmış, gördüğüm ceketi hemen kendime çekip ceplerine bakmaya başlamıştım.
Son iç cebine bakarken gelen sesle kafamı beline bağladığı havlu ve hafif kızarmış karnıyla bana bakan Jeongin'i görmüştüm.
"Bulabildin mi bari?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a little death-jeonglix ✓
Fiksi PenggemarEğer 'en güvendiğiniz tarafından nasıl sırtınızdan bıçaklanılır?' ya da 'güven verdiğiniz insanı nasıl mahvedersiniz?' adlı bir konu işlenseydi en büyük örneği biz olurduk. (angst) • jeonglix, minsung