25-)Balo

65 5 2
                                    

Sarayın içinde yürürken kırmızı halı ve altın kaplama zemin ve sarıya boyanmış bir sanat eserleri ile birlikte sarayın uzun koridorlarında yanımdaki beyaz saçlı kızla birlikte sarayın en önemli katına geldik .
Evet bu yere gelmek için iki asansör ve bir kaç kat yürümek zorunda kaldık .

Kapının önünde durduk ve kapı altın kaplamalar ile birlikte oldukça iyi duruyordu.

İtiraf etmem gerekirse gerçekten büyüleyici bir mekandı.
Zeta bana bir bakış attı ve alayla birlikte.

"İçeride ortalığı karıştırma ve sakın dans ederken düşme Pfft "
Sözlerinden sonra biraz kıkırdadı ve sonra kapıyı açmaya yöneldi.

Ortalığı karıştırma mı? Emin ol bana gerek kalmayacak ah belki uzun bir aradan sonra güzel bir drama izleyebilirim.

Acaba yarattığım bu etki nasıl bir kargaşa çıkaracak.

Neyse pek önemli değil zaten.

Sonra yavaşca açılan kapıya doğru ilerledim.

*
Odaya girdiğimde diyebilecek tek kelime .

Siktir!!!

Her şey o kadar güzel dekore edilmiş ki ben bile buraya ait olup olmadığımı sorgulamadan edemedim.

Çok büyük bir salonda toplanmış insanlar ve merkezde kırmızı yuvarlak bir halı, otuzdan fazla yuvarlak masalar vardı ve masaların üzerinde isimler yazılıydı.

Bu durum karşısında tek şaşıran ben değildim Zetada sanki bu manzara karşısında ne diyeceğini bilemedi.
Evet ama ben derin bir nefes aldım ve Zetaya .

"Kardeşim hadi yerimize geçelim "

Sözlerim üzerine iki kardeş birlikte masamıza doğru gittik. Sonra bir süre bekledik evet ailelerin bazıları da geliyordu.

Bu baloya davet edilenler arasında tüm krallıkta ki soylular gelmişti.

Tabi sadece varisleri .

Ailenin varisi tabi ki ben değilim zeta da değil. Amarisdi ama o işleri nedeniyle bu baloya gelmesi için bir mucize gerçekleşmesi gerekiyordu.

Bu yüzden zeta amarisin temsilcisi olarak gelmişti .

Ben ise prensesin bizzat kendisi davet ettiği için gelmiştim.

Evet bunu duyan olsaydı emin ol benim sıradaki kral adayı olduğumu düşürdü ama gerçek tabiki öyle değil.
Prenses benim acı çektiğimi görmek istiyor gerçi bunu isteyen o değil.

Windbreeze ailesinin varisi
Carlos Windbreeze
Evet çocukken bana takıntı bir piçti. Sürekli olarak bana meydan okuyordu ve beni yeneceğine yemin etmişti.

Tabi bir çok kez denedi ama başarısız oldu ve anladı ki beni güç ve düelloda yenemeyince

Prensesi kendine aşık etmeye karar verdi.

Ve uzun uğraşları sonucu başardı.
Sonunda beni bir konuda geçmişti evet ondan sonrasını azda olsa biliyorsun.

Neyse carlos bu balonun yıldızı olacak.

Uzun bir bekleyişten sonra salonun kürsüsünden nazik bir ses her yere yayıldı.

"Buraya gelen ve beni bu mutlu günümde yanımda olan herkese teşekkür ediyorum . Bugün..... "

Kafamı kaldırıp ona baktım. Sarı uzun saçları beline kadar geliyordu beyaz ve canlı teni oldukça güzel bir görüntü veriyordu ama en ilginç kısmı.
Kırmızı gözleriydi.

Kaderin Zincirleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin