Kafamı kaldırıp ona baktım evet benle konuşan kişi karşımda duruyordu.
Bembeyaz saçları ve uyumlu gözlerini gördüğümde yutkundum sanki cennetten inmiş bir melekti. sanki bu karanlıkta parlayan ve gerçek dışı bir görüntüsü olan bir varlıktı.
Ona baktığımda görebildiğim hayır diyebileceğim tek şey........imkansızdı.
Sonra bana boş gözlerle baktı ve.
"Merhaba Luca yada ruh göçü yapmış bir yabancı mı? "Sözleri benim kim olduğunu bildiğini açıkça ortaya koyuyordu. Bu kişinin kim olduğunu yada neden benim yanıma geldi bilmiyorum ama onun gelmesi ile o rahatsız edici sesler hemen sustular.
"Sen kimsin "
Sözlerim merak doluydu ve gerçekten bana yardım eden birini öyle bırakmak bana uygun değildi.
Evet bana inanmaya bilirsin ama umrumda değil dostum. Çünkü Lucanın anılarında anladığım kadarıyla bu dünyada düşene yardım edilmez, ölme ihtimali olsa bile.
"Hmm bu biraz karmaşık ama çokta önemli değil Luca asıl sana sormam gereken bir şey var. "
Ne? Bana sorması gereken bir şey mi? Hemen onaylar biçimde kafamı salladım ve.
"Luca buraya nasıl geldin biliyor musun? "
"Hayır ,daha doğrusu uyuduğumda kendimi burada buldum ve burası......bir cehennem "
Sözlerim üzerine kırkırdadı ve
"Haklısın burası cehennem hemde en alt yeri neyse Luca sana her şeyi anlatmanın daha zamanı değil ama bir kısmını paylaşacağım
İlk olarak seni mağarada seçen kişi benim yanı bir nevi benim halefimsin artı kahramanlardan hile ögesi çalmana artık gerek yok. "Ne bunu yapacağımı nereden biliyordu süpheci bir şekilde ona baktım hemen sonra .
"Bu kadar ciddi olma Luca ben senin yanındayım ve sana yardım edebilirim "
Sözleri üzerine artık bir şeyden emindim bu varlık düşündüğüm her şeyi biliyordu.
"Neden bana yardım ediyorsun "
Omuz silkinip."Eğlenceli ,başka bir anlam aramana gerek yok . "
Sözlerini duyduğumda biraz sempati hissettim çünkü bende her şeyi eğlenceli olduğu için yaptım.
Sonra karanlık ,bir cam gibi kırılmaya başladı . Ve ışık arkasını dönüp.
"Bu arada Luca Theoya fazla kızma o da bir günah keçisi o kadar "
Sonra hemen bir soru soru soracak iken karanlık parçalandı ve hemen gözlerimi açtığımda malikanenin misafir odasında buldum kendimi.
"Ah neler oluyor tanrı aşkına "
*
Ertesi gün büyük annem, zeta ve beni arka bahçeye çağırdı.
Ve ikimizde yaklaşık bir saattir onu bekliyoruz
"Sence gelecek mi? "
Sorum üzerine zeta omuz silkinip.
"Bilmiyorum "
Sonra yaklaşık yarım saat kadar bekledik ve sonunda yavaş adımlarda geldi.
Beyaz saçları ve altın sarısı gözleri sanki güneşi anımsatıyor veya bir yıldızı.
Neyse .
Sonra yavaş adımlar yanımıza gelip.
"Çok beklettim mi? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Zincirleri
FantasyKader, kader gerçekten var mıydı? Şahsen ben inanıyorum sonuçta bu dünya o zaman bu kadar sıkıcı olmazdı değil mi? Işığın , yıldırımın, canlıların yapısal büyümesi ve zaman içinde ölmesi buna binlerce örnek verebiliriz ama sonuçta herşey aynı yöne...