Zeta ve büyük anne ile kahvaltımı yaptım daha sonra malikanede biraz gezmeye karar verdim beni kim suçlaya bilir ki? Malikane kesinlikle çok iyi ,son teknolojik ürünlerden mi? Yoksa sanatsal zevklerden mi ? Bahsedeyim.
Bu arada babam batı yakasına elf kralı ile ilgili savaş hakkında konuşmaya gitmiş ve biz insan krallığının doğu yakasında bulunuyoruz.
Bu nedenle babamı göremeyeceğim evet oradan buraya hemen gelemeyecek kadar işleri vardır.
Bende boş fırsatımı malikanede geçirmek için harcayacağım.
Zeta ise büyük anne ile tanrının gözlerini kontrol etmesini öğreniyor.
Zeta romanda tanrı gözlerini kendi başına öğrendi bu yüzden tam olarak potansiyelini ortaya çıkaramadı ama artık ben bunu bozdum.Ve bunun nasıl bir yıkım getireceğini bilmiyorum ama kesinlikle oldukça yıkıcı bir sonucu olacaktır .
Yada değil .
Neyse .
Bu malikanede bir çok yer var ve tüm binayı gezmek en az iki gün alır evet bu yüzden her yeri gezmeyeceğim sadece güzel ve havalı yerler.
Bu arada kraliyet mektubunda yazılan yazılar kısaca bir törenle ilgili ,evet bu tören prensesin gelecek için hangi kralla evlenmesi yönelik bir tören, biliyorum çok saçma ama kralın oğlu yok sadece iki kızı var bu yüzden en büyük olan prenses tahta çıkmaya hak kazandı ve en güçlü erkeği seçmesi gerekiyordu ama bunun imkansız olduğunu anladın zaten.
Anlamayanlar için.
Prenses seçeceği kişi windbreeze ailesinin oğlu olacak ,evet luca yerine sevgilisi olduğu kişi ama romanda bu yüzden iç savaş çıktı evet Hektor da bu davetiye sahipti ve kendinin kutsal kılıcın sahibi ,krallığın en güçlü kişisi o olduğundan bir çok kez halk ve bazı yüksek mevkili insanlar buna itiraz ediyordu.
Ama Hektor'un umrunda bile değildi evet o zetayı seviyordu.
Bu yüzden pek bu işleri girişmedi . Ama onun karışmaması prensesin karışmayacağı anlamına gelmezdi.
Prenses Hektor'un en zayıf anında saldırdı. Evet kutsal kılıcı kaybettiği zamandı ve hektor ona rağmen büyük bir başarı gösterdi ama yenildi bu romanda ilk kez oldu ve ondan sonra hektor son savaşa girdi.Bu beni ilgilendirmez evet prensese artık bir duygu beslemiyorum .
İnanmayabilirsin ama bir duygu hissetmediğimi söylüyorsam emin ol doğrudur.
Bu yüzden bu yaşamda kaosa ihtiyaç duydum ve bir çok kişiyi öldürdüm ohm.
*
Arka bahçede iki kişi ellerinde beyaz bir ışığı kontrol etmeye çalışıyordu ve bu iki kişinin birbirine benzeyen parlak altın sarısı gözleri vardı.
"Büyük anne sence luca değiştimi yoksa hep böyle miydi "
Büyük anne diğer ismiyle Irıs evet hayatının büyük bir kısmı iblis boyutunda geçti ama torunlarını görmeyi ihmal etmedi.
Kızı öldüğünde bile cenazesine katıldı evet lucanın annesi ölmüştü luca bu durumlar yüzünden değişmeye başladı, evet ama luca sadece bunlarla değişmedi.
Lucanın annesi öldüğünde içinde bir boşluk oluştu ve sevgiye ihtiyacı vardı bir çok kez sevgiyi bulmak için çalışmalarına devam etti ve sonunda bir dahi olarak anıldı.
Prensese olan sevgiside bu sevgi ihtiyacı yüzünden oldu.
Ama ondan sonra prenses tarafından ihanete uğraması ardından bir ay oda cezasına çarptırılması lucayı içinde bazı şeyleri bozmasına yol açtı ve daha bunlar olurken o bir çocuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Zincirleri
FantastikKader, kader gerçekten var mıydı? Şahsen ben inanıyorum sonuçta bu dünya o zaman bu kadar sıkıcı olmazdı değil mi? Işığın , yıldırımın, canlıların yapısal büyümesi ve zaman içinde ölmesi buna binlerce örnek verebiliriz ama sonuçta herşey aynı yöne...