Büyük bir salonun içinde bir sürü insan ve iblis vardı insanlar daha yirmi yaşlarını geçmemiş kişilerdi. Ama buna rağmen iblislere karşı mücadele edip hayatta kalmayı başardılar.
Ama kaderin sadece bunlarla onları bırakacağını düşünüyorsan tekrar düşün!
Hektor kılıcını çekip ileriye atıldığında yüksek seviyeli iblisin yüzünde büyük bir sırıtma oluşmaya başladı.
Sonra iblisin sözleri üzerine bir kraliyet muhafızı Hektora atıldı ve kılıcı çekti.
Hektor bu anı durum karşısında şaşırdı ama hemen kendini toplayıp beyaz kılıcını muhafızın kılıcıyla kafa kafaya karşıladı.
İkisi arasında büyük bir güç mücadelesi meydana geldi. Kılıçların kıvılcımları havada uçuşuyor ve onların çevresine dağılıyor idi.
Hektor ve Muhafız Max ikiside uyguladıkları kuvvetle birlikte geriye doğru kaydılar.
Hektor kılıcına manasını eklemiş ve hızla ileriye doğru yönelmişti.
Aynı şekilde Muhafız Maxte kılıcına manasını ekledi ama bu mana normal olan doğal mana değildi! şeytanı enerji idi.
Şeytanı enerji manayı bozup tekrar düzenleyip kullanılan bir enerji idi.
Bunu yalnızca şeytanlar veya emrinde olan kişiler kullanabilirdi ve bu sıralarda iblisler oldukça fazla manayı bozup şeytanı enerjiye getiriyordu.Unutmadan! Bozulmuş manayı tekrardan onarmak imkansızdır ve bu yüzden bir kez şeytanla anlaşma imzalayan kişi bir daha onun pençesinde kurtulamazdı.
Yani tek çözüm imzalayan kişinin öldürülmesinden başka çaresi yoktu.
Hektor da bunu biliyordu ama..... Daha önce bir insanı öldürmedi.
Bu yüzden bunu yapması onun için çok zordu.Eğer karşısında bir iblis olsaydı bunu kolaylıkla bertaraf ederdi.
Ama işler o yönde gitmiyordu.
Hektor beyaz kılıcını Muhafıza tekrar salladı ama Max saldırıyı kolaylıkla engelledi.Hektor bu durum karşısında bir karar aldı ve kılıcını beyaz bir aura sardı. Evet bu ışık elementiydi ve bunu manası ile birlikte kullanıyordu. Oldukça mantıklı bir karardı iblisler ışığa duyarlı canlılardı ve ışık elementine sahip biri onların başdüşmanları idi.
Hektor ışık aurası ile birlikte Maxse tekrar saldırdı ve kılıcı bu sefer soldan sağa doğru eğik bir biçimde Maxse doğru salladı.
Max tabi ki bununla durmadı ve şeytanı enerjiyi kılıcına aktardı ve iki zıt elementler havada çarpıştı.
Bunun sonucu parlak bir ışık tüm salona yayıldı.
Ve ışık söndüğünde tüm salonda buluna canlılar savaşın sonucuna bakmaya başladılar.Ve sonucu ise .
Bir kişi dizlerinin üzerine çökmüş bir şekilde diğeri ise iki ayağının üzerinde idi.
Dizlerinin üzerinde olan kişi beyaz kılıcını zemine sapladı ve ayağa kalkmaya çalışıyordu evet o Hektor idi.
Hektora soğuk gözlerle bakan Max kılıcına şeytanı enerji aktardı ve kılıcını hektorun kafasına indirecek iken.
-Çatırt
Hektorun önünde siyah saçlı ve zümrüt yeşili gözleri olan bir çocuk geçti göğüsünden karnına kadar kılıç yardı geçti.
Oluşan yaradan dolu dolu kan havaya fışkırdı.
Salonda bulunan herkes şok içinde siyah saçlı çocuğa bakıyorlardı.
En çok şok geçiren kişi kendi hayatına karşılık onun hayatını kurtaran Hektordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Zincirleri
FantasyKader, kader gerçekten var mıydı? Şahsen ben inanıyorum sonuçta bu dünya o zaman bu kadar sıkıcı olmazdı değil mi? Işığın , yıldırımın, canlıların yapısal büyümesi ve zaman içinde ölmesi buna binlerce örnek verebiliriz ama sonuçta herşey aynı yöne...