40-) Necromancer 'e Karşı [1]

28 3 0
                                    

Bir süre uzaktan inceledikten sonra bir şeyden emin oldum, yanındaki altı kişi yaşamıyor gibiydi.

Bu düşünceye göre yanındaki altılı necromancer'in astlarıydı. Bir süre düşündükten sonra bir necromancer nasıl yenilebilirdi? Evet önceki hayatımda oynadığım oyunlardan veya okuduğum romanlardan emin olduğum bir şey varsa bir necromancer başlangıçta zayıftır ama bu hep öyle olacak anlamına gelmez evet ilerleyen zamanlarda dahada güçlenir ve sonunda bir krallık bile yok edebilirler, evet ama dediğim gibi sadece başlarda öldürmek lazım ama şu anda karşımdaki büyücünün nasıl bir güçte olduğunu anlayamıyorum....

Hayır belkide gücünü anlamamamın nedeni çok güçlü olmasıdır.

Tamam her neyse onu öldürmek için yakın mesafeye ihtiyacım var zaten, elimde piç kılıçta var... Bu yüzden benim için en uygun pozisyon onun dibi olacaktır.

Derin bir nefes aldım ve ileriye doğru kanatlarıma mana aktarıp uçtum sağ elimdeki beyaz kılıcı iki elimle tuttum ve dik bir saldırı yaptım.

Saldırımı hemen fark etti ve bir insan formuna sahip bir ölümsüz beyaz kılıcıma karşı karşıya durması için yönetti ve

-ÇATIRT

İkimizin kılıçları çarpışmasından sonra geriye doğru uçtuk, evet güçlerimiz neredeyse eşitti ama bu sadece, tek astı için geçerliydi hepsi birlikte benden altı kat daha güçlüler!.

Yani hepsiyle kafa kafaya çarpışmak imkansızdı, peki necromancer'in ruhuna tasma taksam evet yenemiyorsam benden biri yapardım ama necromancer bir ruh büyücüsü olduğu için benim için ruhuna söz geçirmem mümkün değildi.

"Ah niye bu kadar güçlüsün ki? "

Sözlerim fısıltıdan birazcık yüksekti ve normal bir insan için duyması imkansızdı ama karşımdaki normal insan değildi. Hayır! insan değildi ki.

Sözlerimi duyan necromancer beni süzdü ve.

"Senin gibi bir Elmas'ın burada ne işi var ki? "

Sözlerini anlamayıp ona bön bön baktım, o da bana tekrar baktı ve.

"Sanırım aptal olduğunu düşünmüyorum, içinde var olan karanlık.... Çok büyük "

Sözleri bittiğinde yüzüne geniş bir gülümseme yerleşti ve.

"Git ve onu avla Sıfır İki "

Sözleri bittiğinde tüm vücudum donmuştu ama kutsal kılıç sayesinde vücudumu tekrar hareket ettirebilir hâle gelmişti.

Sol tarafımdan bana doğru bembeyaz tenli ve kırmızı gözlü bir insansı bana doğru geliyordu beyaz kılıcımı ona doğru çevirdim ve eğik bir şekilde ona doğru salladım, o da benim saldırıma pençesi ile karşılık verdi.

Çok geçmeden elini kestim ama arkamdan bir acı yayılmaya başladı.

Kafamı çevirdiğimde aynı bana benzeyem gerçi onun biraz daha açık kırmızı olan gözleri ile duygusuz bir şekilde bakıyordu sağ elinden süzülüp yere düşen kırmızı bir sıvı vardı evet o benim kanım, sonra kılıcımı ona doğru salladım ama fırsat vermeden bu sefer solumdan bir pençe bana doğru geliyordu.

Fark ettiğim gibi kendimi arkaya attım ve kıl payı pençesi boynumu ince bir kesikle sıyırdı.

Beyaz kılıcıma mana ekledim ve gelecek olan saldırı bloklayıp vampirin karnına mana dolu bir tekme indirdim.

Vampir en az beş metre uzunluğunda kaya'ya çarparak durdu, ama bu sefer diğer bir vampir bana doğru saldırdı ama bu sefer gelen saldırıyı engellemek yerine araya mesafe koydum ve hemen necromancer 'ı hedef aldım be beyaz kılıcımı ona doğru salladım ama ....

Kaderin Zincirleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin