Gözlerimi açtığımda soğuk zeminde yatıyordum ve sol elimden kanlar akıyordu hemen bir parça bezle sardım evet bez için kıyafetimi kullandım .
Her neyse.
Elimi sardım ve ayağa kalmaya çalıştım ama...
"Ahhh"
Evet sağ bacağım yerinde çıkmıştı ve bende onu tekrar yerine takmak için ağzıma bir parça bezle bağladım ve bacağımı yere dik bir şekilde uzattım ve .
"Ahhhh"
Evet bu çok acı vericiydi ama yaptım sonra ayağa kalmaya çalışmadan önce kılıcıma baktım ama benim güzel siyah kılıcım çoktan parçalanmış bir şekilde yerde duruyordu sanırım son saldırıda tüm manamı kılıcıma aktardığım için parçalanmıştı.
Zaten vücudumda sağlam bir şey kalmış mıydı ki?
Sonra derin ve acıklı bir iç çektim , ayağa kalmaya çalıştım ve başta zorda olsa kalkıp tabutun mermer taşlarına tutundum ve çevreme baktığımda....şey bir savaş alanında sağ kurtulmuş bir asker gibi hissettim.
Sonra çevreme baktığımda parçalanmış tabutun altında bir tanede bir bölüm gördüm evet aslında bunun nasıl hâlâ sağ kalması muamma.
Neyse
Evet tabutun içinde bulunduğu alt kısım sıradan bir metal olmadığı aşikar yani o kadar güçlü bir kütleyi ayakta tutması da bir şekilde çok güçlü olduğu konusunda fikir benimsedim.
Tabutun altına baktığımda bir kız çocuğu gördüm evet dört yada beş yaşlarında bir kız çocuğuydu siyah saçları ve beyaz teni, biraz da sevimli bir yüzü vardı.
Soru şu ; bu kız çocuğu buraya nasıl geldi ve burada nasıl hayatta kaldı.
Evet bunun cevabı aslında basitti! kız büyük olasılıkla o canavarla bir bağı vardı ya onun çocuğu yada kendisiydi.
Siyah saçlarına baktığımda neden bilmiyorum ama bana benzediğini düşünmeden edemedim.
Kız çocuğunun yanında siyah bir kitap vardı oldukça eski bir kitaptı merakımdan dayanamayıp kitabı elime aldım ve kitabı elime aldığımda sırtımda mor bir ışık yandı ve söndü.......Evet o acıda durmuştu.
Canavarın ortadan kaybolmasıyla birlikte acı azalmıştı ama hâlâ vardı ama artık yok.
Artı canavarı nasıl yendiğimi ben bile bilmiyorum, sadece elimi o tabutun içine koydum ve ruh manipülasyonu ile ona saldırdım ama o anda hem benim hemde onun ruhunu hissettim evet biliyorum bu tuhaf bir durumdu artı canavarın o küçük kız olduğunu düşünüyorum içimden bir ses bunu bana söylüyor sanki.
Neyse.
Elime aldığım siyah kitabı ilk sayfasını okuduğumda bir anda ürpertici bir hava esti.
"Kibir "
Evet kibir bu kelimesi bile ürpertici bir his verdi.
Sonra kitabın ilk sayfasını okumaya başladım ve durmadım bir şey beni engelliyordu ve tüm kitabı okumamı istiyormuş gibiydi.
Kitabı okudukça daha fazla siyah bir enerji çevremde gezinmeye başladı .
Arkamdan gelen sesle birlikte odağım bozuldu."Baba "
Sesin geldiği yöne baktım beyaz bir kıyafet ona biraz bol geliyordu, gece gibi siyah saçları ve kan kırmızı aynı kana susamış bir canavar gibi parıldayan gözleri tüm bu özelliklere rağmen oldukça tatlı yanakları ve kibar sesi beni bir rüyanın içinde gibi hissettirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Zincirleri
FantasíaKader, kader gerçekten var mıydı? Şahsen ben inanıyorum sonuçta bu dünya o zaman bu kadar sıkıcı olmazdı değil mi? Işığın , yıldırımın, canlıların yapısal büyümesi ve zaman içinde ölmesi buna binlerce örnek verebiliriz ama sonuçta herşey aynı yöne...