"Abla işte her şey böyle oldu şimdi ben ve ırene birlikte kralın huzurunda olan biteni anlatacağız....zaten prenses anlattı ama kral çok temkinli "
(Tamam başka bir değişme olursa haber verirsin)
"Tamam abla görüşürüz "
Beyaz saçlı bir kız çocuğu elindeki son teknoloji telefonu kapatıp cebine koydu.
Hızlı adımlarla birlikte sarayın bahçesine doğru yol aldı ve tam altı sandalyenin var olduğunu ve ortada yuvarlak bir masa ve üstünde altı tane içecek olduğunu gördü.
"Altı masa ha" Mırıldanır.
Sonra yavaş adımlarla birlikte masaya doğru yöneldi. Arkasından yüksek bir ses duyunca ya kadar.
"Zetam nasılsın "
Sözler nazik ve yumuşaktı Zeta arkasını döndüğünde kırmızı saçlı ve uyumlu gözleri ile atletik bir vücudu vardı.
Evet o batının efendilerinin biricik kızı ırene mightfire idi kızıl saçları rüzgarda savrulup onu oldukça güzel gösteriyordu.
Ve heyecanla birlikte.
"Biliyor musun kral bizi ödül törenine davet edecekmiş "
Zeta ödül törenini duyduğunda biraz hüzünlü hissetmişti sonuçta 'bizi' kelimesinde sadece onlar yoktu .
"Gerçekten mi? Ne zaman? "
"Dört gün sonra "
"Tamam o zaman yapacak bir şey yok gidip ödülü alacağız "
Zetanın sözlerini duyan ırene içini çekti ve.
"Hâlâ kardeşini mi düşünüyorsun? Generaller bile hiçbir şekilde onu bulamadılar ve neredeyse bir hafta oldu ve yarından sonra akademiye geri dönmek zorundayız "
Zeta Irenenin sözlerine kafasını salladı ve kibarca sandalyeye oturdu.
Irene de Zetayı takip etti ve yaklaşık bir saat boyunca konuştular.
Yanlarına doğru mavi saçlı ve kahverengi saçlı iki erkek çocuğu geliyordu .
Gelişlerini fark eden zeta ve ırene kafalarını salladılar .
Irene hemen Abele yanına oturması için eli ile işaret etti.
Abelde ırenenın yanına oturdu ve ikisi birlikte sohbet etmeye başladılar.
Ve Owen boş bir yere geçti ve ortaya doğru."Sizce prenses bizi niye buraya çağırdı ? "
Sözleri üzerine bahçeyi sessizlik sardı. Sonuçta herkes biliyordu prensesin onları buraya neden getirdiğini ama bilmiyorum demek sorumluluk almamanda kolaylıkla sağlardı.
Owen sorusuna bir cevap alamayınca başka bir soru sordu .
"Luca... O nerede? "
Bu sözler üzerine herkes yoğun ve bir sessizliğe girdiler. Ve bu sessizliği beyaz saçlı mızrakçı bozdu.
"Bilmiyorum "
Sözleri duyduktan sonra Owen sandalyenin kolunu sımsıkı sıktı neredeyse parçalayacak kadardı .
Sonra Zeta düşünmeden edemedi 'Owen neden lucayı soruyordu aralarında pek bir ilişki yoktu sadece baloda karşılaştılar yoksa...... Owen erkeklerden mi hoşlanıyor? Ne saçmalıyorum ben'Diye düşündü ama
Hemen bu fikri reddetti eğer ikiz kardeşini biri soruyorsa ya ona karşı bir nefreti yada ona ihtiyacı vardır.
Bu durumları küçükken bile görmüştü ama Owen gibi birinin lucaya neden ihtiyacı vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Zincirleri
FantasyKader, kader gerçekten var mıydı? Şahsen ben inanıyorum sonuçta bu dünya o zaman bu kadar sıkıcı olmazdı değil mi? Işığın , yıldırımın, canlıların yapısal büyümesi ve zaman içinde ölmesi buna binlerce örnek verebiliriz ama sonuçta herşey aynı yöne...