Final

53 5 0
                                    

Bazen kendimizi Uzun bir yokuşu nefessiz çıkmışız da, nefes almayı unutmuşuz gibi hissederiz ..

Tam yokuşun sonundaki hedefe varmanın mutluluğunu yaşayacakken; yolun sonundaki uçurumu görürüz ..

Sonra yeniden yarınlarda aramaya başlarız umudu ..
Oysaki bu günlerde dünün yarınları değil midir ..

Belki bir adım sonramız olmayacak..
Bu yüzden her söylediğimizi veda saymalıyız..
Hani insan veda ederken kötü ayrılmak istemez ya.. öyle düşünün..

Ökten ve iz  yolun sonunda onları nelerin beklediğini düşünmeden çıkmışlardı bu yola ..

Ne bir an vazgeçmişlerdi sevmekten..
Ne de yılmışlardı mücadele etmekten..

Günler geçmiş bütün taşlar bir bir yerlerine oturmuştu..

İz ve Ökten bütün sıkıntıları geride bırakmış, mutlu günlerin keyfini çıkarıyorlardı .

İz'in babası düğün tarihini belirlemek için odasında oturan iz'i yanına çağırmış karşısına oturmuştu..

Salonun ortasında bir iki volta atıyor, ellerini sakallarının arasında gezdiriyordu..

İz ise ayağına giydiği terlikleri üst üste koymuştu. ellerini önünde bağlamış, utanan bir tavırla koltukta oturuyordu.
Babasının ne söyleyeceğini az çok tahmin edebiliyordu ..

Ama yinede yaşanan onca şeyden sonra tedirgin olmadan edemiyordu..
Çok korkuyordu bir sorun çıkmasından..

Çok geçmeden babası koltuklardan birine geçip oturmuştu..

Kafasında bir araya getirdiği cümleleri iz'le paylaşmak için söze başladı;

-Kızım ben diyorum ki; bu işi daha fazla uzatmayalım.
hayırlı işleri geciktirmek olmaz..
sen öktene söyle bu hafta içinde bir gün belirleyin. düğününüzü yapalım hayırlısı ila..

İz'in göz bebekleri büyümüş, avuçları terlemişti..

Hem içinde uçuşan deli ve bi o kadar hassas bir kelebek vardı,
Hemde kanatları kırık, uçmayı öğrenemeden uçmaya mecbur kalmış bir kuş ..

Bi an toparlandı iz..
yüzündeki şaşkın ve mus mutlu ifadeyi gizleyerek mahcup bir ses tonuyla devam etti;

-Babacım ben Öktenle  konuşayım uygun bir gün belirleriz..

İz bunları söyledikten sonra ayağa kalktı. tam odasına gidiyordu bi an arkasına dönüp babasına baktı..

İz'in yıkılmayan kalesiydi o ..
Kimsenin aşamadığı duvarı, devrilmeyen dağı, gezindiği bağı ..

O iz'in biricik babasıydı ..

Tekrardan koşar adımlarla salona geri dönmüştü ..
Hiç beklenmedik bir anda kocaman sarılmıştı babasına ..
sımsıkı sarılıyor, koklayıp öpüyordu..

Babası şaşkındı neden şimdi bir anda böyle yapmıştı ki iz ..

Oda sımsıkı sarılmaya başladı iz'e
Bir kaç dakika böylece kaldılar.. sonra iz yeniden odasına dönmüştü..

Hemen üstüne başına bi çeki düzen verip, çantasını kaptığı gibi Öktene mutlu haberi vermek için dışarıya fırlamıştı..

Ökten kliniğin bahçesindeki bankta oturmuştu. bir yandan çayını yudumluyor, öbür yandan da tedavi için getirilen yaralı kediyi seviyordu..

İz kenarda gizlice bir kaç dakika uzaktan izlemeye başlamıştı ökteni..

En çok neyine aşık olmuştu bu adamın ..

Bİ BAŞINA AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin