Yakınlarda olmayan her hikaye için Uzaklara dalan gözlerimize bir ömür boyu mutluluk borçluyuz ..
Bizler gülmeyi unutmuş solmuş güllerdik ..
oysaki bilmiyorlardı.. biz yüzümüzü asmıyorduk, gülüşlerimiz intihar ediyordu ..Bazı aşklar yarım kalmalı..
bazı yaralar açık, ve bazı hikayeler eksik..
İz ve Öktenin aşkı yarım ve yaralı kalmaya şartlanmıştı sanki.
ne zaman bir araya gelseler bütün dünya karşılarında durmaya hazırdı ..Ökten gideli neredeyse bir hafta olmuştu orada bir ev tutmuş,ufak tefek bir kaç esyayla düzenlemişti.. iz'le kuracağı hayatın hayalini kurdukça içi içine sığmıyor adeta gözlerinin içi gülüyordu ..
Şimdi sıra mardine gidip iz'i buraya getirmekteydi ..
Akşam ilk otobüsle yola çıkmıştı ..Bu sırada iz olan biteni ailesine anlatmış, Ve en kısa zamanda savcının onu istemeye geleceğini haber vermişti ..
Aile üyeleri duydukları karşında oldukça memnun olmuşa benziyorlardı. kızlarını bir savcıyla evlendiriyor olmak içten içe gurur veriyordu onlara..
İzin abisi sonunda kardeşinin düzgün biriyle evleniyor olmasından duyduğu mutluluğu iz'e anlatıyor, sımsıkı sarılıyordu kardeşine..
anne ve babası ise bir an önce hazırlıklara girişmişlerdi.her şeyi eksiksiz hal etmek, ve savcı beya mahcup olmamamak istiyorlardı..Oysaki kimse iz'in gözlerindeki acıyı görememişti..
kimse kalbine dokunan iki sözcükle teselli etmemişti onu ..Derler ki; içinde yanan ateşi kimse fark etmeyince, o ateş cehennem alevlerine dönermiş..
dönermiş de;
kimse bir damla su dahi dökemezmiş ..Sabah olmuş, güneş yeniden doğmuştu..
acıların üstüne çöken zifiri karanlık güneşin ışıklarıyla yenide aydınlığa kavuşmuştu..Ökten mardine donmüştü. asminin evine geçip biraz dinlendikten sonra üstünü değiştirmiş, hızlıca iz'in yanına gitmeye hazırlanıyordu..
Hem iz'e kavuşmak, hemde yeni evlerini ona anlatmak için çok heyecanlıydı Ökten ..
Paşa gönlüm kafesine doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı. Yolda yürürken kaldırım taşları dikkatini çekmişti Öktenin..
Hepsi ne kadar da iltizamla döşenmişti..
Hepsi birbiriyle nasıl da uyum içindeydi böyle..
şekilleri.. büyüklükleri..
birebir aynıydı sanki ..
Az ilerde kaldırım taşlarından birinin olmadığını fark etti.
usulca eğilip incelemeye başladı. boşluk kalan kısmın çiçeklerle doldurulduğunu görünce..
Hafif bir tebbesümle bir kaç sözcük döküldü öktenin dudaklarından..Kendi kendine diyordu ki; Kim bilir belki daha güzeliyle dolar boşluklarımız ..
Daha sonra doğrulup yoluna devam etti. kafeye geldiğinde iz ortalıkta görünmüyordu. orada çalışanlardan birine nerde olduğunu sormak için mutfak tarafına geçip zarifçe seslendi;
-pardon bir şey sorabilir miyim size?
iz hanıma bakmıştım kendisi bu gün kafeye gelmedi mi acaba..?
Çalışanlardan biri ön tarafa geçerek cevapladı;
-iz hanım bir kaç gündür kafeye gelemiyor. bu akşam isteme töreni varmış galiba hazırlıklarla meşgul olacağı için gelmeyeceğini haber verdi..
Ökten beyninden vurulmuşa dönmüştü..
ne istmesiydi bu?
kimi isteyeceklerdi? kim isteyecekti..?Kafası iyice karışmıştı olan bitene mantıklı bir yanıt bulmaya çalışıyordu. yanlış anlamış olacağını düşünerek tekrar çalışana dönerek konuşmaya başladı;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bİ BAŞINA AŞK
Romancesevmeler bilirim; sevdiğini avucunda bir kelebeği tutar gibi naif seven.. Sevmeler bilirim avucunda tuttuğu kelebeği tek seferde sıkarak öldüren ..