Sığınak

27 6 0
                                    

Ne çok ölüyoruz, birazcık yaşamak için..

Bazen bir yaprak olmak ister insan.. sonbahar rüzgârlarıyla savrulan ..

Gitmek ister Uzaklara..
Çok uzaklara ..
Öyle tozu dumana katarak gitmek değil de..

sesizce esip geçmek ister insan..

beraberinde yanlızca yanlızlığını sürükleyerek..
Usulca ..

İz beraberinde yanlızlığını değil, aynı zamanda bütün hayallerini, ve umutlarını da sürüklemişti..

Öktene söylediği her kelime, keskin bir bıçak gibi kesip atmıştı umutlarını..
yerle bir etmişti yarınlarını..

Artık kendini sadece öylesine yaşıyormuş gibi hissediyordu.
Kalbine attığı düğümleri belkide bir ömür boyu çözemeyecekti.

ama ziyanı yoktu..

Öktenin iyi olması, bütün keşkelerini iyikilere çevirmeye kâfiydi ..

O gün o sokağın başında birbirlerine veda etmişti Ökten ve iz ..

Akşam olmuştu. Evde bütün hazırlıklar tamamlanmış, her kes savcı beyin gelmesini bekliyordu. İz üstüne yengesi zerdanın ısrarı üzerine birşeyler giymişti. Kapının bir köşesine geçip her kes gibi savcı beyin gelmesini bekliyordu ..

Kapı çalındı ve iz'in abisi açmak üzere kapıya yöneldi ..

Savcı diyar; iz'in aksine bu gece için çok özenmişe benziyordu. lacivert takımı, siyah parlak ayakkabıları ve sürdüğü hoş kokuyla tam anlamıyla bir damat gibi görünüyordu..

Elindeki çiçeği iz'e uzatarak tebbesüm etti.
iz hiç bir şey söylemeden diyarın uzattığı çiçeği alıp kenara koydu.

Neyseki ev ahalisinin sıcak karşılaması, iz'in yüzündeki kırık dökük ifadeyi biraz olsun hafifletmişti..

Her kes bir yerlere geçip oturmuştu. savcı bey istemeye bir arkadaşı ile gelmişti..
ailesinin memlekette olduğunu, ve her şey çok hızlı geliştiği için gelemediklerini izah etmişti iz'in ailesine..

İz bir kenara sinmiş sessizce oturuyordu. bu gün onun en özel günüydü. heyacandan yerinde duramıyor olması gerekirdi..
oysaki o sadece bir ömür boyu kaybolmak istercesine davranıyordu..

Savcı diyar iz'in hal ve hareketlerinden bu evliliğe razı olmadığını görebiliyordu.
fakat bu yinede onu bu evlilikten caydırmaya ikna etmiyordu..

Çünkü iz'i seviyordu.. er yada geç bir gün onunda bu duygularına karşılık vereceğini umut ediyordu..

Hayat neden hep çözülmesi zor bilmeceleri koyar ki önümüze..

Neden hep yokuşlu yollarda yorar ki bizi ..

Oysaki düz yolda yürüyemez miydik..

Seven sevdiğini alamaz mıydı mesela ..

Hep mi bir ikilem..

biz birini severiz, oda gider başka birini sever ..

Bu yüzdendir ki; sevginin yolu hiç bir zaman kesişmez..
hep çaprazımızda kalır mutluluklar..

Zerda gözleri ile iz'e işaret ederek, kahveleri yapması için mutfağa geçmesini söylüyordu..

Çok geçmeden iz mutfağa gelerek kahveleri hazırlamaya başlamıştı..
Eli ayağı birbirine dolanmıştı sanki..
Heyacan değildi bu ..
Korkuydu.. telaştı.. acıydı..

Adına bir sürü şey konabilirdi hissettiklerinin..
ama asla bir sevgi değildi bu. emindi bundan..

Zor da olsa zerdanın da yardımı ile kahveleri hazırlamıştı iz ..
Salonun kapısından içeriye kahvelerle girdiğinde,bir an savcı diyarın yerinde Öktenin oturduğunu hayal etti..

O Manalı bakan gözleriyle oturmuş; onu bekliyor olmasını, ve onu bu çaresizlikten çekip aldığını hayal ediyordu..

Zerda iz'in dalıp gittiğini görünce, yanına yaklaşarak kolunu cimcikledi. kendine gelmesini ve kahveleri usulünce ikram etmesini fısıldamıştı kulağına..

İz kahveleri ikram etmiş ve savcıyla göze göze gelmekten çekindiği için başını daima önünde tutmuştu.

Kahveler içilmiş, sıra yüzükleri takmaya gelmişti.
Zerda iz ve diyarı yan yana getirerek yüzükleri de tepsiye dizmişti.
bütün aile üyeleri ayağa kalkmış, bu ana tanıklık etmek için heyacanla bekliyorlardı ..

İz içinde tarif edemediği duygularla boğuşuyordu. bir mucize olmasını, ve bu sözün kesilmemesini her şeyden çok istiyordu..

Savcı diyar çok mutlu görünüyordu.. gözlerini bir an olsun bile iz'den alamıyor, ona büyük bir hayranlıkla bakıyordu..

İz'in babası kurdeleyi kesmek için makası elinde tutuyordu fakat öncesinde bir kaç şey söylemek istediğini belirterek söze girdi ;

-savcı bey; benim kızım benim kıymetlimdir..
Bu gün burda allahın huzurunda onu sana emanat ediyorum..
gözüne yaş değdirme sakın..

İz 'in babası bunları söylediği esnada zaten yeterince dolu olan iz; daha Fazla dayanamamıştı. gözleri dolu dolu yaşlar akıtıyordu..

Şimdi artık her şey hazırdı. Biraz sonra yüzükler takılacak ve iz savcı diyarla bir yola çıkmış olacaktı..

İz'in gözleri bir ara pencere tarafına kaymış, dalgın dalgın baktığı esnada cama yansıyan bir gölge olduğunu fark etti.
babası konuşmaya devam ettiği esnada, iz biraz öne doğru çıkarak cama eğildi. aman allahım bu oydu..! Ökten di ..!

Olan biteni camın kenarından sesizce izliyordu..
Gözlerindeki çaresizlik ölüm çığlıkları atıyordu sanki..

iz'le göz göze gelmişlerdi şimdi.. Ökten ağlıyor.. iz ağlıyordu..

Savcı diyar iz'e hafiften dokunarak cam kenarından kendine doğru çekmişti.

İz'in babası fazla bekletmeden kurdeleyi kesmiş ve onları sözlemişti..

Savcı diyar iz'e doğru bir adım attı, iki elinden tutarak anlına küçük bir buse kondurdu..

Bu sırada Ökten hala camın kenarında olan biteni izliyordu..

İz Öktenin bu manzaraya daha fazla tahammül etmesini istemiyordu.
ona bu şekilde acı çektirmeye hakkı yoktu..

Ellerini savcı diyarın ellerinden çekerek, cama yaklaştı. öktene son bir defa bakarak, onları görmemesi için perdeyi bir anda çekiverdi..

Kalpler bilirim ..
severken incitmeyen..
izler bilirim..
Ruhlarda derin yaralar açan..
Ve sevmeler bilirim ..
kalbin bütün ritimlerini alt üst eden ..













Bİ BAŞINA AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin