17. "Çiftlik evi"

1.5K 59 3
                                    

Yazar'dan not:

İnsanın sevildiğini hiss etmesi nefes almasına eş değerdir bence. Sevgisiz büyüyen insanların kanatları kalpleri gibi kırık olur. O yüzdendir belki de sevgi kırıntısını buldukları an ona tutunmaları ya da merhmeti sevgi zannetmeleri. Çabucak incinmeleri ve ya sevgi dilenmeleri.

Herkes sevilmeyi hakeder, sadece parası olanlar değil ya da daha güzel olanlar değil. İnsanları canavara dönüştüren, kötü yapan zaten sevgisizliktir. Çünkü bir insani sadece 'seviyorum' demekle sevemezsiniz. Çünkü sevgi en çok da öğretilmesi gereken bir konudur.

°°°

Çiftlik evine varınca etrafa göz gezdirdim. Büyük bir araziydi, bir çok meyve ağaçları vardı. Tavuklar, ördekler ve saymadığım yavruları olan diğer hayvanlar vardı, çoğunlukla da atlar. Ben atlardan korkardım ama çok severdim.

Cihan da hep at binerdi, zaman bunlunca banada öğretmesini söyleyecektim. Önümüzde kalan eve baktım. Tahta evler vardır ya onlara benzeyen 2 odalı küçük ve tatlı bir ev yapmıştılar. Buralara canlı gözle bakmak bile insanın içine huzur dolduruyordu.

Cihan "daldın gittin." dediğinde daldığım manzaradan gözlerimi ayırdım. Bağajdan eşyalarımızı almış eve doğru gidiyordu. Dönüp bana bakınca gülümsedim "Manzara güzel." dedim. Bana gülümseyip anahtarla evin kapısını açtı. İlk bana yer verince "teşekkür ederim'' diyerek eve girdim. Biraz havasız kalmıştı, o yüzden ilk iş pencereleri açtım. Cihan kapıyı da açık bırakarak içeri girdi ve eşyaları bir kenara bıraktı. Evin biraz tozunu almam gerekiyordu ve yemek yapmalıydım.

Kocam da bana yardım ederek akşama her şeyi bitirdik. Yorulduk tabi, gelirken aldığım meyvelerden limonata yapmıştık onu iki bardağa döküp koltuğun üstüne yayılmış Cihanın yanına gittim.

"Eline sağlık yavrum." dedi elimdeki bardaklardan birini alarak.

Tebessüm ederek "Birlikte yaptık ya." dedim.

"Aslında sen yaptın ben seni izledim. Arada sırada bana da yapıtırdın o kadar. Yoksa senin kadar iyi yapamam." dedi beni şımartmak isteyerek. Haklıydı, beni sürekli sıkıştırdığı için bir şeyler yaptırıyordum. Koltukta bana yer açarak yanına zar zor uzandırdı ve kolunu kafamın altından geçirerek bana sarıldı.

"Cihan sığamıyoruz kalkmam gerek." dedim vaziyetimi anlaması adına.

"Yoo gayet rahatız, hatta..." beni kaldırarak tam üzerine yatırdı "böyle daha iyi." diyerek sırtımda kollarını birleştirdi.

Ben ona şaşkın şaşkın bakarken o bana sırıtarak bakıyordu. Çünkü kasıklarıma değen erkekliğini hiss ediyordum.

"Havalar çok sıcak terliyeceğiz. Ben en iyisi kalkayım." kalkmak için hareketlendim. Kollarını daha da sıkarak hareketlerimi kısıtladı.

"Terlemeyiiiiiz."

"Hayır kalkayım."

"Yok yavrum bence kalkma."

"Ama-.." cümlemi bitiremeden dudağıma öpücük kondurdu. "Cümlemi bi-.." bir öpücük daha "YA CİHAN-.." bir öpücük daha "OFFFF" diye isyan edince kahkaha attı sonra hemen sertce öpücük kondurdu.

"Çok tatlısın." diyerek yanaklarımı sıktı.

"YANAKLARIMI İNCİTTİN." ben huysuzlanınca yine güldü. "Bak kalkarım görürsün." dedim tehdit ederek.

"Tamam tamam bozulma hemen. Ne yapayım sevgi patlaması yaşadım bir anda."

Ona yandan yandan tip bir bakış attım. Beni indirip daha düzgün konuma geldiğimizde televizyonu açtı, bir birimze yaslanıp hem limonatamızı içtik hem de televizyonu izledik.

SEVDANIN GÜZELLİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin