24."Bekir ve Asiye" özel bölüm

729 43 12
                                    

Yıldıza basalım lütfen❤️
En sevdiğim bölüm oldu.
_______________________________________

Bölüm şarkısı:
Volkan Konak - Aleni Aleni🎵
_______________________________________

(Yazardan.)

Sevdaya tutulmak ne kadar da güzel bir duyguydu.

Bekir ilk kez böylesine bir sevdaya düşmüştü. Kardeşi gibi büyüyen teyze oğlu Cihan da bu sevdaya düşmüştü. Karısını sevdikten sonra nasıl da değişmişti diye düşünyordu hep. Hele ki, evlendikten sonra dünyanın en yumuşak adamına dönüşmüştü. Pamuk gibi olmuştu.

Gülüyordu hep Cihana. Bir kadın seni ne hallere getirdi derdi. Gülmemeliydi. Başına geleceğinden haberi yoktu çünkü.

Yengesinin ablasıydı sevdiği.

İlk Cihan'ın karısını istemeye gittiklerinde görmüştü o kadını. İçinden çok güzel kadın be diye geçirmişti. Zaten gözlerini de alamamıştı üzerinden. Gül goncası gibiydi mübarek. Uzun boylu, uzun saçlı, yuvarlak gözlü bir afetdi canan'ı. Annesi demişti zaten ona Güllü hanımın bir güzel kızı daha var diye ama oralı olmamıştı. Keşke olsaydım, şimdi annem o işi çoktan halletmişti diyordu.

Sonra Cihan'nın düğünün de gördü. Zaten güzeldi, süslenmişti bir de daha da güzelleşmişti sevdiği. Köye gelirken geri gitmekti niyeti ama gidemedi. Bu kadın onu köye bağlamıştı sanki.

Kaç kere düğünde yaklaşmak istedi ama cesaret edemedi. Milletin içinde ayıptır, söz olur, başını yakar diye düşündü. Uzaktan uzaktan izledi hep.

Arada sevdiğinin gözleri de ona değiyordu. Her göz göze geldiğin de kalbi alev alıyordu. Sevdiği kadının da kalbi alev alıyordu. Ama Bekir bilemedi. Kadın kendisi dahi bilemedi.

Kadın izlendiğinin farkındaydı. İstemsizce gözü adama kayıyordu, göz göze gelincede kalbinde ki kelebekler kanat çırpıyordu.

Bekir ondan sonra sık sık çeşmeye giderdi belki görürüm diye. Kaç gün öylece gidip bekledi. Ama gelmiyordu. Yollarda, çarşıda gezerken hep onu aradı gözü, sadece bir kez görsün de ismini sorsun, sesini duysun diye. Ama yoktu. Göremiyordu.

Artık umudu kalmamıştı. Belki de nasibim değil diyordu.

Çeşmenin önünden geçip evine gidiyordu Bekir. Tam umudu yitirmişken yolun kenarnıdan çeşmeye gelen güzeli görünce kalbine gömdüğü umutları tekrar gün yüzüne çıktı. Ani firenle durdurup indi arabadan. Kadın artık çeşmenin yanındaydı. Bekir büyük adımlarla ve deli gibi atan kalbiyle bir şekil çeşmenin yanına gitti.

Bu zamana kadar hep prova yapmıştı kendi kendine. Görünce bunu söylerim, böyle yaparım diye. Ama bu heyecanla hepsini unutmuştu.

Asiye, Bekir'i görmüştü ama görmemiş gibi yapıyordu. Yanına yaklaştığını bile hissetmişti ama dönmedi arkasına. Oda anlam veremedeği bir heyecanın içindeydi. Kalbi kulakların da atıyordu ama yine de dönmedi.

Bekir bir süre olduğu yerde bekledi. Derin nefes aldı, gömleğini düzelti ve hafifce öksürdü. Asiye öksürük sesini duyunca kafasını küçük açıyla yana çevirdi ama bakmadı. Ayıp olurdu, tanımıyordu, ne diye baksınıdı.

Bekir, dönmediğini görünce "pardon." dedi çatallayan sesle.

Asiye saniyelik hareketle adamın yüzüne bakıp önüne dönmüştü. Belki su içmek ister diye yan tarafa adımladı. Bekir kaç zamandır bu anı bekliyor diye bir şekil konuşmak istiyordu.

"Nasılsınız?" diye sordu Bekir.

Asiye yüzüne bile düzgün bakamıyordu. Şaşırdı, ona mı sormuştu? Kendini toparladı "Teşekkür ederim, iyiyim. Siz nasılsınız." demeyi başardı.

SEVDANIN GÜZELLİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin