"Kısacası, birbirimizezamanımızolmadığıiçinayrılmakararıaldık. " diye kestirip attım konuyu.
Aslında doğruydu, meşguliyetten ayrıldık ama çok da koymuyormuş yokluğu gibi davranmak daha da yıpratıyotdu. Ve en yakın erkek arkadaşım olan Altay, şu anda bana tavsiye veriyordu.
"Bak Melis'im, biliyorumikiniz de aynıortamagireceğiniziçinunutmakzorolacak. Daha da yıpranıyorsunbiliyorum. Ama bence yaşananbazıtartışmalarsonucuzamanolmamasınıbahaneederekayrılmak daha kötü. Ben Gedson'un seni hala çoksevdiğinidüşünüyorumçünkü o çocukharbi adam gibiseviyor. Sen de yıkılma ve ayrılıkçokilerlemeden adam gibihalledin. Çokyayılmasındiyeceğim ama Gedson da efkarlışeyleratıyor. Manyak . "
Altay'ın dil çıkararak söylediği son şeye güldüm, o da gülüşüme güldü. İşi olduğu için biraz daha oturduktan sonra kalktı ve ben yine düşüncelerimle baş başa kaldım.
Hala takipleştiğimiz Gedson'un birkaç saat önce attığı gönderiye baktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Even i feel lonely, i'm still trying to smile. (Yalnızolsam da hala gülmeyideniyorum. )
Fotoğrafa hüzünle baktım. İki haftadır konuşmuyordum ve kendimi üç yılın sonunda inanılmaz garip hissediyordum. Derken, beni hissetmiş olmalıydı.