3 Haziran Pazartesi
"Aferin lan sana!"
"Sınıfımızda golcü var beyler golcü!"
"Bizim takıma atman biraz kötü oldu ama, hadi yine iyisin. "
"Beton yetmez ulan. "
Sınıftaki tüm arkadaşları, Mustafa sınıfa girdiğinden beri tüm ilgilerini ona vermişlerdi.
2 gün önce yani Cumartesi oynanan süper kupa maçında Beşiktaş Galatasaray'ı 5-0 tarihi farkla mağlup etmiş, ve son golü Mustafa atmıştı.
Bu da onun sınıfın gururu olmasını sağlamıştı. Özellikle fanatik futbol tayfası sabahtan beri övüyordu.
Mustafa bundan rahatsız olmuyordu ama fazla da abartılıp gereksiz fazla değer görmesine de gerek yoktu. Arkadaşları devam ederken onları susturdu.
"Beyler tamam attım, ama yeter. Hadi başka konu yok mu?"
"Sonunda Musti, iyi oldu. Alın gençler. " Nisa'nın sözüyle herkes ona döndü ve elindeki davetiyeleri aldı. Demir Ege ne olduğunu bilmediği için sordu.
"Salak mısın oğlum? Diyoruz ya balo var.. Dans eşi bulun falan diye. Öyle sınıfça kendi aramızda eğleneceğiz işte. " Demir Ege kafa sallayıp masasının üstüne bıraktı. Yan sınıftan kız arkadaşıyla gidecekti.
Semih, arkadaşlarına döndü. "Kimi bulacam amk?"
"Bilemem. Veronika mı dersin Mina mı dersin yoksa Bilge mi?" Bu kız isimleri kendi aralarında bir muhabbetti ve Mustafa da bunun dalgasını geçmişti.
"Neyse, bulurum ben. E Musti, sen?" Semih'in sorusuyla Mustafa hemen yan sıradaki cam kenarında, en arka sıranın bir önündeki kıza dönmüş, derin bir iç çekmişti, kız uyumakla meşguldü.
"Çocuğa şu konuyu açmayın, dalıp gidiyor amk!" dedi Emir.
"Çağırsam gelir mi acaba? Hem tüm sınıf tebrik etti, o hiçbir şey demedi."
"Uyuyor ya kız! "
"Ya çok ayrı dünyalarsınız,nasıl denk geldiniz anlamıyorum ki!"
Semih anlamlandıramayadursun, ikisi de birbirine karşı farklı bir bağ taşıyorlardı.
Naz, utangaç değildi aslında. Ama flörtleşme, sevgili gibi işlerden pek anlamazdı. Asıl şimdi gençlik, böyle şeylerin zamanı derler ama Naz hiçbir zaman bu düşünceyi benimsemedi ve yapayalnız aşk hayatıyla baş başaydı.
Sene başında İstanbul'a taşınmaları, bu sınıfa düşmesi ve Mustafa ile kurduğu arkadaşlığı da
ilerletmesi onun için bambaşka hislere, hayallere yol açmıştı.Semih, Demir, Emir ve Mustafa onun bu sınıftaki en yakınlarıydı. Diğer üçlü çokca yakın arkadaş olaraktı ama Mustafa onun için öyle değildi.