"Dün o finale çıkacaktık, kupayı da kaldıracaktım sonra sokacaktım Mauro'ya!"
"Keşke oynasaydık abi, keşke ya!"
"Zikka kupası aldık ama süper kupa oynayamıyoruz. " Ferdi'nin kupa adını söyleyememesine gülmüştüm. Tabii sadece ben değil, Mauro'ya sokamayan Edin ve keşkeli Tadic de güldü.
Sera sevgilisine sarılıp sakin olması gerektiğini söylerken, Tadic de aynı desteği eşinden alıyordu.
İşte benim aşk bahçem, sevgilim, tabii onun haberi yok, orada yalnızdı.
Onu da yanındaki Mert Hakan susturdu tabii en son. Meto'm ya, beni biliyorsun ben yapayım işte.
Masa altından gizlice mesaj attım.
Selen:
Ya sen kalk git ordan meto ya
Ben destek veriyim😡Mert Hakan:
Kusura bakmayın aşık hanım
Ama o benim😉😉😉Okuduğum mesajdan sonra ona sinirli bakış attım. Bu esnada Edin bizi fark edip, sonra da Mert'in telefonundan benimle konuştuğunu görmüştü. Mesajları anlamayacağı için rahattım. Öyle sanıyordum.
"Daha ne kadar bize söylemeyeceksiniz gençler?"Diye sordu bir anda, kaşları çatıktı. Bana gözlerini diktiğinde merakla neyi diye sordum.
"İlişkinizi. Malum bir saattir masa altından sırıtmalar, yazışmalar, cilveler."
"Ne alaka? Sadece bir salise falan bakıştık."
"Hadi ama, sizin yaşınız kadar birlikteliğim oldu benim. "
Bizi sevgili sanıp gergin durumu yetmiyor gibi, bir dr sevgililerinden laf sokmuştu. Hayır sevgiliysek ne bu sinir? İkimiz de arkadaşınız ne yapacaktın Mert'i kızına mı alacaktın?
"Edin, sakin ol. Mert-Selen, doğru mu bu ilişki? Biz arkadaş grubuyuz yapmayın böyle. Doğruyu söyleyin. "
"Hayır Dusan, öyle bir şey yok. Dzeko kafasında ne yaşıyor bilmiyorum. Ayrıca ne bu sinir Dzeko? Beni kızına mı alacaktın?" Mert de tıpkı benim gibi düşündüğünü belli ederek bakışlarını Edin'e yönelttiğinde Edin hiçbir şey demeden kalktı.
"Neler oluyor böyle? Asla bu kadar sinirlenmezdi. " Mert bu sefer de Dusan'a sordu. Çünkü o ve Edin daha yakınlardı ve bu gerginliği o gayet bilirdi.
"Bilmiyorum Mert, maçtan dolayıdır."
Bu hareketlerine anlam veremiyordum. Bir gün yanıma başka kadınla gelip gözüme baka baka el ele gidiyor, diğer gün ben biriyle iki gülüşünce sinirle masadan kalkıyor. Artık bu dengesizlik beni yıldırmıştı. Neredeyse bir senedir.