Abi...

38 9 2
                                    

İnanç'a söylememeye karar verdim. Onu üzmek istemiyordum. Her zaman yaptığım gibi kendim idare edecektim bu durumu. Halledebilirdim.

"Ha efendim sevgilim? Dalmışım bir şey olmadı."

"Emin misin Derin? Hiç normal davranmıyorsun bugün. Bak ne olduysa çözeriz. Hadi bana anlat bebeğim."

"İnanç bak gerçekten bir şey olmadı. "

"Peki ama bir şey var sende ben bunu çözeceğim. Bugün kalmayı çok isterdim güzelim ama işe gitmem lazım sana iyi eğlenceler."

"Görüşürüz sevgilim." Onu yolcu ettikten sonra koltuğa oturdum ve Meltem'in gelmesini bekledim. Elbet bir çözüm bulurduk. Şansıma Meltem eve geldiğinde direk boynuma sarıldı ve mutlulukla yarın bir partide şarkı söyleyeceğini mutlulukla yerinde duramayarak anlattı. Bütün gün orada olacaktı. Bu en çok beklediği şeylerden biriydi. Onun hayalini yıkamazdım. Tekrar sustum. Artık tek çarem kendimdeydi.

Gece uyuyamadım. Sürekli döndüm durdum. Tek başıma babama karşı nasıl dayanacaktım? Aklımda türlü senaryo döndü.

Sabah hiçbir şey yiyemedim. Tek bir lokma atamadım ağzıma. Derken kapı yumruklanmaya başladı. Korkudan yere çöktüm. Yüzümü ellerimin arasına aldım. Belki gider umuduyla bekledim ama bu sefer bağırmaya başladı.

"Seda AÇ ŞU KAPIYI BABAN GELDİ! Hem babanı özlemedin mi?"

En son kapıyı kırması kırmasından korktum ve ayağa kalktım. Kapıya mantığım ne kadar gitme dese de yaklaştım ve açtım. Babam kapıyı açtığımı gördüğünde anında yüzüme bir tokat attı ve eve girdi. Eşyalarımı dağıtmaya başladı. Ama bu eşyalar Meltem'indi kendimden geçmişimden aşırı utandım. Meltem'e karşı ne diyebilirdim ki? Babam bana dönüp bir tokat daha attı ve ayakta duramayıp yere düştüm. Yere düşünce bir tekme geçirdi. Canımın acısından ses çıkaramıyordum. Bir kere daha vuracakken kapı yumruklanmaya başladı."Kimi çağırdın şerefsiz it!" Diye bağırdı babam.

Kapıya doğru gidince dişlerimi sıkmayı bıraktım ve canımın acısının daha da farkına vardım. Kapıdan bağırış sesleri duydum. Bakmak için ayağa kalktım. Yavaş adımlarla ilerlerken babamı yerde yatıyorken gördüm. Kapıdaki kişiyi gördüğümde dilim tutulmuştu adeta. 6 senedir kokusuna hasret kaldığım abim Poyraz oradaydı. Onu canımdan çok seviyordum. Sinirden gözü dönmüş bir şekilde yerdeki babamı tekmeliyordu. Ben ise onu izliyordum.

Canım ne kadar yansa da ona olan özlemim hepsini geçirmişti. Boynuna atlayıp ona sarılmak istiyordum çok değişmişti. Yakışıklı olmuştu eskiden de öyleydi ama şimdi büyümüştü. Yara izleri geçmişti aynı benimkiler gibi.. İyileşmişti. Ona soracağım çok şey vardı. Onu deli gibi merak etmiştim.

Ben bunları düşünürken kapı açıldı ve içeriye polisler geldi. Komşular çağırmış olmalıydı. Bir adam bana doğru yaklaştı ve bana:
"Yenge ben İnanç'ın arkadaşı Polat iyi durmuyorsun su ister misin? Ya da hastaneye gitmek?"

"Hayır iyiyim ama İnanç'ın bunlardan haberi var mı?

"Hayır yok yenge. Ben de bilmiyordum gelmeden önce babanı götürünce öğrenir."

Abimi ve babamı kelepçelediler. Ama ben abimin beni koruduğunu anlatınca abimi bıraktılar. Onlar bırakınca abimin boynuna atlayıp en içten şekilde sarıldım. Abim saçlarımı öpmeye başladı. Sonra çenemi kaldırıp yüzüme baktı ve "İyi misin güzelim?" Diye sordu. Ben "Abi seni çok özledim çok aradım "diye cevap verdim. Acı umurumda değildi. Özlem ağır basıyordu." Ben de güzelim ama şimdi değil tamam mı? Sonra. Zaten seni hiç bırakmam ki ben." Babamdan şikayetçi olacaktım. Polat'ın yanına gittim.

"Polat İnanç'ın hiçbir şeyden haberi olmayacak tamam mı?"

" Yenge bunu yapamam."

"Ben ona sonra uygun bir şekilde anltıcam merak etme benden duyması daha doğru olur." Başıyla onayladı ve sonra babamı götürdüler. Abimle ben de salona geçtim ve kollarının altına girip ona sarıldım. Çok uykum vardı. Direk abimin göğsünde uyuyakaldım. Ne kadar uyumuşum bilmiyordum ama kapının çalmasıyla uyandım. Abim yanımda uyumaya devam ediyordu. Rahatsız etmeden kollarından ayrıldım ve kapıya gittim.

Kapıda İnanç vardı. Beni yüzümde tokat izi ve morlukla görünce şok oldu. Hemen içeri girdi ve yüzüme bakıp "İyi misin ne oldu?" Diye sordu. İnanç'ı üzmek istediğim en son şey bile değildi. Bu yüzden ona söylemeyecektim. Ama yaralarımı görünce gözleri doluyordu. Ben de gizlemeye çalıştım. Allah'ım bu adam niye bu kadar beni seviyordu? Kıyamazdım ki ben ona. Evet Derin kesin kıymadın hıhı.

Dayanamadım ve ona olanları anlattım. Anlatırken gözlerimden yaşlar damladı. İnanç sanki yaşları gördükçe kahroluyordu. Tek bana yazan adamı anlatmadım. Lakin onu da anlatsam sinirden bayılacak gibi duruyordu. Dişlerini sıkmaktan kıracaktı artık. Konuşmam bitince elini duvara sertçe vurdu. Sonra bana sıkıca sarıldı ve kokumu içine çekti. Beraber salona girdik. Yüzüme bir krem buldu ve sürmeye başladı. Abim uyanınca tanıştılar. Abim benim mutlu olduğumu görünce ses etmedi ama kıskanmıştı sanki. Arada laf sokmuştu İnanç'ıma. Yazık canım zaten sinirliydi umursamadı bu lafları. Yarım saat sonra işi olduğunu söyleyip evden çıktı. Ama bir şey yapmasından korktum. Çünkü sinirden nevri dönmüştü. Umarım başını belaya sokmazdı.

Okuduğunuz için teşekkürler. Yorum yaparsanız çok mutlu olurum. Umutlu günler dilerim.

 Umutlu günler dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kalp Falı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin