İnanç beni hemen arkasına aldı. Ve yavaşça geri çekilmeye başladık. Köpekler saldırgan bir cinsti ve 3 tanelerdi. Biz geriye giderken bir silah patladı. Köpeklerin arkasında 1 el ateş eden Polat'ı görmek beni gerçekten rahatlatmıştı. Polat'ın havaya ateşiyle köpekler korkuyla kaçıştılar. İnanç da Polat'a baktı ve kahkaha attı.
"Helal lan tam vaktinde."
"Eeee sonuçta kahramanınım. Ama bunun karşılığında yengemden bir şey istemeliyim bence." İnanç'ın kaşları çatıldı. Sonra Polat sözlerine devam etti." Sakin ol lan abartma Ümit'in telefonunu istiyorum sadece."
Güldüm. "Bilmemm versem mi?" Düşünür gibi yaptım." Tamam veririm. Senden daha iyisini mi bulacak?"
"Yok yenge ben şey için istiyordum."
"Hehe yedim. Şey için o zaman."
Polat bakışlarını yere indirdi. Utanmıştı. İnanç ise bu haline gülümsüyordu. Bu anı bozmak için
"Aaa hadi ne bekliyoruz dondum ben. Evime gitmek istiyorum. Daha düğün alışverişi var." İnanç en içten şekilde güldü.
"Tamam sevgilim. Bungalova gitmek istemiyor musun?"
"Aslında ben biraz evime gitmek istiyorum. Biraz yalnız kalmak bana iyi gelir. Bir iki gün yani. Sonra da düğün hazırlıkları yaparız. Zaten isteme olmayacak bu belli." Konuşurken aynı zamanda arabaya yürüyorduk. Arabanın kapısını açtı ve ben ön koltuğa oturdum. Sonra o da şoför koltuğuna geçti. Polat ise kendi arabasına binmiş, işleri olduğunu söylemişti.
İnanç arabayı çalıştırdıktan sonra arada bir yüzüme bakıyordu. İsteme olmayacağına üzüldüğümü sanmıştı.
"Efendim aşkım, sürekli bana niye öyle bakıyorsun?"
"Bak yavrum biliyorum ailelerimiz yok ama illaki istiyorsan yapmaya çalışabilirim. Sen nasıl istersen öyle olacak her şey."
"İnanç ben hiçbir şey istemiyorum. Düğün ve nikahı birlikte yapalım. Bir de evimizi birlikte düzenleyelim. Bana yeter ve senin varlığın bile beni mutlu ediyor. Bırak da bekarlığımın son günlerinde biraz yanlız kalayım. Sonra da alışveriş yapalım birlikte."
"İstersen benim evimde yaşayalım ama istemezsen yeni bir ev tutabiliriz. Düğünü ne zaman yapalım?"
"İki gün sonra uçuşum var. İki gün Hindistan'da kalacağım. Gitmeden önceki günler de biraz yanlız kalıp dinlenmek istiyorum. Lütfen beni anla. Uçuştan önceki gün bana gelirsin. Olur mu sevgilim?"
"Sen nasıl istersen yavrum. Ama Hindistan olayı hoşuma gitmedi. Sakın sokaktan bir şey yemiyeceksin. Bak söz ver bana. Otelde ne varsa onu ye olmadı buradan götür hazır bir şeyler."
"Söz başkomiserim." Bu sefer o güldü.
Evime varınca uzun süredir gitmediğim aklıma geldi. İki gün evde tektim. Çünkü Meltem ve Gökay birlikte İtalya'daydı. Meltem uçuş için gitmişti ama Gökay'da ona sürpriz yapmıştı. 3 gün beraberlerdi.
Evde çay demledim biraz oturduktan sonra üstümü değiştirdim. Dışarıda Âla ablanın yanına gidecektim. Kadının bir falı tutmuştu. Diğerlerini de merak etmiştim. Paçalı bir kot ve bir kazak giydim. Saçlarımı da tepeden topladım.
***
Kafede bir cam kenarına oturdum. Âla ablayı bekliyordum. Bu sırada telefonumu çıkardım ve onunla oyalanmaya başladım. Kahvem çoktan bitmişti. Ters bir şekilde önümde duruyordu. Ben beklerken birden bir kadın geldi ve hem bana hem da masaya çarptı. Affalladım. Fincan yere düştü ve parçalara ayrıldı. Kadının gözleri korkuyla büyüdü. Ben ise sadece şaşırmıştım. Kadın birden kolumu büyük bir kuvvetle tuttu ve beni sandalyeme geri oturttu. Üstüme eğildi ve konuşmaya başladı.
"Ben yüce falcı Mehtap Kaderkıran! Kırılan bir fincan ve bozulan bir fall... Sen Derin'sin değil mi? Hissediyorummm hissediyoruumm. Çok kötü şeyler olacak Derin. O mutlu hayal tablonun çerçevesi kırılacak! O camlar sana batacak! Ne kadar yaraların geçse de izi kalacak! Birden her şeyin bozulacak! Yakınlarına dikkat et et et! Kimseye güvenme! "
Kadın son iki cümlesinin son kelimelerini yankılı söyledi. Sonra birden uzaklaştı. Arkama baktığımda kadın yoktu. İnanmalı mıydım? Önceki faldan sonra bu beni baya korkutmuştu. Kadının ses tonu içimi titretmişti.
Fincan kırıldığından Âla ablaya işim çıktığını ve zaten fincanın düştüğünü söyledim.
Kadının dedikleri aklımı baya karıştırmıştı. Eve gitmek ve düşünmek istiyordum.
Okuduğunuz için teşekkür ederimmm.
Sizi seviyorumm.
Oy verir misiniz??
Yorum yaparsanız çok mutlu olurummm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
