Tek ihtiyacı ve istediği zihnini uyuşturmak olan Taehyung kendine yeni bir eğlence, okula gelen yeni profesör Jeon Jungkook'u bulur.
!warning!
uyuşturucu ve bağımlılık konularını içerir.
omegaverse.
soulmate.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
[]
Tüm duvarı kaplayan tahtaya zarif harflerle yazılmış 전정국 ismi bütün öğrencilerin aklına kazınmıştı ilk dakikadan. Dikkatli, alaylı ve meraklı bakışların kaynağı olan adam kalemini parmakları arasında çevirerek gezdirmekle meşgulken onları göz hapsine tuttu. Buradaki ilk çalışma gününde istediği gibi bir otorite elde etme konusunda oldukça iddialıydı. Çoğu kişi de bunun farkındaydı.
"Jeon Jungkook. Bundan sonra birbirimizi sık sık göreceğimiz için bu ismi aklınızda tutsanız iyi edersiniz."
Öğrencilerden biri aniden elini kaldırdığında az önceki cümlenin tek bir kelimesini bile dinlemediği anlaşılıyordu yüz ifadesinden. Jungkook kafasını sallayarak konuşmasına izin verdiğinde ayağa kalkan genç, laubali bir tavırla "Kaç yaşındasınız?" diye sordu.
Bunun olacağını biliyordu. Daha başvurusu kabul edilir edilmez aldığı mesajları dün gibi hatırlıyordu. Çok gençsiniz hocam. Öğrenciler size zorluk çıkarmasın sonra? Çıkaramazlardı.
"Adın ne?"
"Kevin."
"Dinle, Kevin. Bana yaşımdan önce dersimi geçebilmek için neler yapman gerektiğini soracağın bir yaştayım. Ve inan bana, sorsan da cevabını alamayacaksın artık."
Bazı kişiler genç çocuğun tam anlamıyla olmasa da yediği azara gülmek istese de hâlâ keskin bakışlar altında oldukları için kendilerini tutmak zorunda kaldılar.
Jungkook başka kimsenin konuşmaya cesaret edemeyeceğine emin olduktan sonra "Pekâlâ," diye mırıldandı. Geniş sınıfa sesini duyurmak hiç de zor değildi oluşturduğu sessizlikten sonra.
"Sorusu olan varsa cevaplayabilirim. Sizi ilk günümde derse boğmam hoş olmaz, değil mi?"
Afallayan ifadeler içindekiaptallar diye bağırma isteğini arttırsa da bu isteğe karşı gelmeyi başardı. Ne kadar görkemli ve eğitimiyle övünen bir okul olsa da içindekilerin beş para etmediği gerçeği onu hayal kırıklığına uğramıştı. Buraya adımını attığı ilk andan beri başta rektör ve profesörler olmak üzere hepsi birbirinin kopyasıydı.
Kimse konuşmaya cesaret edemese de Jungkook beklemekten zarar gelmeyeceğini biliyordu. Bu yüzden sessizliğin tadını çıkarırken bir yandan da termosundaki bitki çayını yudumladı.
