Kerem Keskin - Görmezden
[]
Şu konuda anlaşalım, çok fena canım yanıyor.
Ağrı ve acı vardı. Evet, hem de çok keskin bir şekilde vardı ama bu ağrı ve acının yeşerdiği bir kök yoktu. Sorunu çözmek için kaynak arama çabasına giremiyordum bile. Çünkü gayet farkındaydım ki vücudumdaki ve ruhumdaki her sızının sebebi daha bir hafta önce tanıştığım, uyuşturucu bağımlısı Kim Taehyung'un ruh eşim olmasıydı.
Bazı gerçekler vardır, reddedilemez. Çoğu bilimsel gerçek mesela. Yer çekimini inkar edebilir misiniz? Sanmıyorum. Ruh eşinizi de inkar etmeniz mümkün değil. Kabul etmeyebilirsiniz ölme pahasına. Ama reddetme seçeneğiniz yoktur. İşte gerçek tam olarak buydu.
O gün tüm olumsuz hislerimi revirde bırakıp hiçbir şey yaşanmamış gibi devam edeceğimi söylemiştim kendime. Ancak oradan dışarı adımımı attığım an güçsüz düştüğümde tek yapabildiğim arkadaşıma tutunmak olmuştu. Hiçbir şeyin benim isteğim dahilinde ilerlemeyeceğini anlamıştım o an.
Claud bana bir haftalık izin vermişti kendimi toparlamam için. Ona minnettardım bu konuda. Her gün arıyor, iyi olduğumdan emin oluyor ve bir şeye ihtiyacım var mı diye soruyordu. Namjoon ve Seokjin'e de çok şey borçluydum. Tek kalmamam gerektiğini düşünerek bana evlerini açmışlardı.
Birkaç kez onlarda kaldığım olmuştu ama böyle bir sebepten dolayı bana bakıcılık yapacakları hiç aklıma gelmemişti. İkisini meşgul ettiğim için suçlu hissediyordum. Claud Namjoon'a da izin vermişti. Seokjin de çalıştığı kreşten izin almıştı sırf benim için. Hamile bir omegayı yorduğum için çok daha suçlu hissediyordum.
"Günaydın."
Seokjin yanağıma bir öpücük kondurduğunda kendimi gülümsemeye zorladım. Onlarda kaldığım beşinci gündü. İlk defa benim için ayırdıkları odadan çıkmıştım ve kendimi salondaki balkona atmıştım.
Sigara içen bir insan değildim ama o an Namjoon'un paketi gözüme çarpmadı diyemezdim. Birkaç defa denemiştim içmeyi. Hassas midem kabul etmemişti o leş gibi dumanın kokusunu.
"Günaydın." diyen Namjoon da aramıza katıldı. Sabahın ilk saatleri olduğundan hava biraz serindi. Arada bir esen rüzgarın tenime çarptığı soğuk hava hoşuma gidiyordu.
Onlar da benim gibi balkondaki sandalyelere oturdular. Evleri de kendileri gibi şirindi. Sade ve şık dekore etmişlerdi. Özeniyorum onlara. Boynuma çıkardığım elimi kullanarak tenimi kaşıdım.
Aynaya bakmayı, baksam da boynumu incelemeyi reddediyordum. Henüz o izleri görmeye hazır değildim. Tenimde ona ait bir şey olduğu düşüncesi... Tuhaftı. Ne diyebilirdim ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pray for me ✓
FanfictionTek ihtiyacı ve istediği zihnini uyuşturmak olan Taehyung kendine yeni bir eğlence, okula gelen yeni profesör Jeon Jungkook'u bulur. !warning! uyuşturucu ve bağımlılık konularını içerir. omegaverse. soulmate.