Keyifli okumalar;)...
Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
~~~~~~~~
Güven zordur, hele ki ihanete uğramış biri için daha zordur.
Güzel geçen geceden sonra bu da neydi böyle?
Daha doğrusu böyle bir şeye gerek var mıydı?
Günlerce uyuyamazken onun kokusuyla uyuyabilmiştim. Yanımdan kalktığın da eksikliğini bu kadar çabuk mu hissetmiştim?
"Ne yapıyorsun ya sen? Ne bu?" Diye bağırdığım da hızla ayağa kalkıp yanıma geldi.
"Merak ettim öyle baktım." Dedi sakin sesiyle.
"Ben sana söyledim, merak ettiğin bir şey varsa sor dedim değil mi?" Diye tekrardan bağırdım.
"Gururum el vermedi. Karımın eski sevgilisiyle götürdüğüm buluşmada ne konuştuklarını sormaya gururum el vermedi", diye sinirle bağırdı.
Gözleri kan çanağına dönmüştü. Bu adam bazı şeyleri kolay kolay unutamayacağını şimdi daha iyi anladım.
"Son defa konuşmam gerekiyordu, bunu sen de biliyorsun." Diye bağırdım.
"Onla konuşman gerekiyordu ha" diye bağırıp orta sehpadaki vazoyu alıp yanım da ki duvara çarpmasıyla tuzla buz oldu "lan onla konuşurken ona sarılırken, benden kaçıyordun." Sinirle ellerini saçlarının arasına koydu.
"Sakin ol, korkuyorum" dedim kollarımı kafama siper ederken.
Bağırışlardan dolayı Defne de uyanmıştı. Korku dolu bakışlarla bize bakıyordu.
"İyi misiniz." Diye sordu korku dolu sesiyle.
"İyiz, geç odana." Dedi Barlas sinirle bağırarak.
Defne, odasına geçerken o da, bir sigara yakmıştı.
Duvarın dibine çöküp ağlamaya başladım, yapabildiğimiz tek şey buydu çünkü. Tam her şey düzeldi yoluna girdi dedim ama yalanmış hiç bir şey düzelmemiş, ben sadece kısacık güzel sandığım bir rüya görmüşüm gibiydi. Rüya bitti kabus başladı.
Yanıma geldi o da duvar dibine çöktü. Başını omuzuma koyup ellimi elleri arasına aldı , sıkı sıkıya kavradı sanki her an kaçıp gidecek mişim gibiydi.
"Odamıza gidelim mi? Burası dağınık, burda senden af dilemek istemiyorum" dedi hüzün dolu bir fısıltı ile.
"Af dilemene gerek yok. Aptal olan benim ki senin onlardan bir farkın olduğunu düşündüm." Dedim ağlamaktan kısılmış sesim ile.
Kollarını bacaklarımın ve kollarımın altından kavrayıp kucaklayıp odamıza yöneldi. Yatağa bıraktıktan sonra karşıma geçti.
"Özür dilerim, o adamın sana temas etmesi sana sarılması beni deli ediyor. Ben seni kendimden bile kıskanırken o adamın sana sarılması beni delirtiyor lan." Dedi yüzümü elleri arasına alarak, "ben kır çiçeğimi üzmek istemiyorum. Ben onu mutlu etmek istiyorum, onun yarası değil ilacı olmak istiyorum." Dedi alnını alnıma yaslayarak. "Özür dilerim göz bebeğim, bir daha asla ama asla sana sesim yükselmeyeceğim. Affet." Dedi çaresizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kır Çiçeğim
Teen FictionBir köylü kızı ve askerin yanlış anlaşılmalarla başlayan çelişkili aşk hayatı.