16.Bölüm

2.8K 96 4
                                    


Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Keyifli okumalar ;)...





Telefonu hızla eski yerine bıraktım.

Tekrar yerime geçip uzandım. O kadın mıydı? Eski nişanlısı mıydı.

Şimdi uyu uyuyabilirsen.

Bir kaç dakika sonra komutan, yanıma geldi. Bir kaç saniye yüzüme baktıktan sonra kaşlarını çattı.

"İyi misin?" Dedi tedirgin bir şekilde.

"İyim." Dedim cılız bir sesle.

"Emin misin?" Dedi şaşkın bir şekilde.

Kafamı sallayıp battaniyeyi daha çok üstüme çektim. Bakışlarını benden çekip komidin de ki telefona bakıp ardından eline aldı. Ekranı açtığın da kaşalarını çatarak bir şeyler yaptıktan sonra telefonu sert bir şekilde komidine atıp yatağa girdi.

Yatağa girdiğin de arkamı döndüm ona. Elini omuzuma atıp "arkanı dönme bana. Güzel yüzünü izlememe izin ver." Dedi ihtiyacı olan bir ilacı ister gibi bir sesle.

Yavaşça ona döndüğüm de iri cüssesi ile bana baktığını gördüm.

Elini yanağıma koyup anlıma sulu bir öpücük bıraktıktan sonra beni göğüsüne yaslayarak saçlarımı sevmeye başladı. Bu hareketi beni mest ediyordu.

O, yanımdayken saçlarımı severeken ben her şeyi unutuyordum. Bir kuş gibi hafifliyordum.

Kısa süre sonra uykuya teslim oldum.

Uykumdan saçlarımın arasında ki nefesle uyandım. Bu nefes, beni tekrar hayata döndüren nefesti, yaşama sebebim di. Hafifçe geri çekilip yüzüne baktığım da hafif dolgun dudakları ve uyurken birle çatılı olan kaşları ile çok güzel bir sanat eseri gibi duruyor du.

Dayanamayıp dudakları üzerine, dudaklarımı kuş tüyü hafifliğin de bastırıp geri çekildiğim de bu sefer parmak uçlarım la yüzüne dokundum yüzünün her karışını ezberlemek istiyordum. Yeni çıkmış sakalları parmaklarımı gıdıklıyordu. Yüzümde kocaman bir gülümseme vardı, aptalca bir gülümseme idi.

Ben onu büyük bir naiflik ile severken "uzun zamandır böyle huzurlu ve güzel bir güne uyanmamıştım." Dedi yeni uyanmasına rağmen sesi dinç ve güzel çıkmıştı.

Ben ise ateşe dokunmuşum gibi hızla elimi çekip göğüsüne uzanıp saklanmaya çalıştım. Ne komik ama göğüsüne uzanıp saklanmaya çalışıyordum. Ondan başka yere de kaçabileceğimi sanmıyordum zaten.

Saçlarımın üzerine derin bir nefes alıp öptü "noldu, karıcığım, utandın mı yoksa" dedi büyük bir keyifle.

Göğüsüne küçük bir sille savurduktan sonra "ne utanacağım be, sen utan" dedim bilmiş bir tavırla.

Bunun üzerine odada kahkahası yankılandı... Bu adamın her şeyine nasıl böyle hayran olabiliyordum anlayamıyordum. Git gide bu adama bağımlı bir hale geliyordum.

Kahkası bitince çenemden hafifçe tutup yüzümü büyük bir hayranlıkla incelemeye başladı. Bana bakarken göz bebekleri titriyordu. Kırmaktan üzmekten çekiniyor gibi.

Kır Çiçeğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin