Sıra gecesi

294 168 170
                                        

Evet ben geldim. Nasılsınız?
Biliyorum bölüm geç geldi ama dopdolu bir bölüm yazdım.

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. İyi okumalar. Başlamadan buraya 🌱bırakalım lütfen.

"Kim bilir, sesini gökyüzü sanan kuşlar bile vardır."
Sait Faik Abasıyanık

Fidanın verdiği ifadeyi defalarca okudu savcı. Anlayamadığı şeyler vardı.

Yüzünü görmediği birinin iplerini çözdüğünü söylemiş. Neden sadece kollarındaki ipi çözmüş?

Kim bu kişi?
Gerçekten böyle biri var mı?

Eğer Fidan Toprak'ın bileklerinde iplerden dolayı oluşan kızarıklık ve kesikler olmasa inanmazdı böyle birinin olduğuna.

Çünkü Fidanın anlattıkları fazla tuhaf. Üstelik bahsedilen kişiye dair hiç bir iz bulunamadı.

Ayrıca Şahin Türkoğlu'na konum gönderilmiş, neden? Mustafa Kara mı telefon ondayken göndermişti konumu, yoksa bilinmeyen kişi mi?

Savcının kafasında bir çok teori vardı ama ipin hangi ucundan tutarsan tut bir yerden sonra kopuyordu.

Çelişkilerle dolu bu olayı anlayamıyordu. Hiç bir delil olmadığı için de Mustafa Kara dışında diğerleri serbest bırakılmıştı.

Mustafa Kara ise hiç bir şey anlatmıyordu.

Kendisiyle birlikte olayın dosyalarını inceleyen polislerden biri kaşlarını çattı.
"Tüm bunlar çok saçma."

Yusuf Tahir nefesini bıraktı. Genelde savcılıkta olmayı tercih ederdi ama bu olay çözülene kadar karakolda vakit geçirecekti.

Az önce konuşan polis  biraz daha dosyaya baktıktan sonra ayağa kalktı. Ona  başka bir tanesi  katıldı. Saatlerdi ufak bir ipucu bulma ümidiyle çabalıyorladı. Fakat her şey kördüğümdü. Bir sigara molası vermek için diğerlerinin yanından ayrıldılar.

Elinde dosyalar ile yürüyen Parskan onları dışarı çıkarken görünce duraksadı. Bu olayla onların ilgilendiğini biliyordu.

Elindeki dosyaları yanındaki Melih'in ellerine tutuşturdu.
"Geliyorum."

"Nereye?"

Melih'in sorusuna aldırmadan ikilinin peşinden yürümeye başladı. Bir şeyler öğrenmeliydi.

Dosyaları Melih'e verip gittiği için büyük ihtimalle azar yiyecekti ama bu sefer niyeti dedikodu değildi ki , gerçekten.

Tamam belki biraz dedikodu öğrenmek için olabilir ama diğerlerinin de bu konuyu öğrenmek isteyeceklerini biliyordu.

Başkomiserleri Hakanın oğlunun ve komiserleri Şahinin de olayla bağlantısı olduğu için hiç bir türlü bilgi verilmiyordu ekibe.

En son Mustafa'nın hiç bir şey anlatmadığını duymuşlardı ama belki sonra konuşmuştu. Bunu öğrenmeliydi.

Polisler dışarı çıktığında hemen dışarı çıkmadı. İkili biraz uzaklaşıp yan tarafa yürüdüler durup sigaralarını yaktıklarında Parskan da kapıyı açıp çıktı.

Ağızlarından laf alamazdı bu yüzden konuşmalarını dinleyecekti. Aralarında mesafe vardı dikkat çekmemeyi umarak o da sigarasını yaktı. Kulakları ise tamamıyla onlardaydı.

İçlerinden yaşça büyük olan sigarasından derin bir nefes çekip sinirle konuştu.
"Asıl katil serbest kaldı."

"Niye öyle dedin? Mustafa Kara katil işte."

Toprak kokusu 🌱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin