Toprak kokusu 🌱

sana sarılmak

Selamın aleyküm güzel okurlarım. Nasılsınız?

Bu bölümde Ebru ve Süleyman ikilisi ağırlıklı olacak şekilde yazdım. İyi okumalar. 💛

Başlamadan 🌱 bırakalım lütfen.

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine dalmak
- Nazım Hikmet -

Ebru'dan

Kaşlarımı çatmış gözlerimi hızlı hızlı yazıların üzerinde gezdiriyordum. Bir insan nasıl sevdiklerini unuturdu ki?

Telefonumun melodisi odamda yankılanmaya başladığında soluğumu tutarak okuduğum kitaptan sıyrılıp gerçek dünyaya döndüm.

Elimdeki kitabı kapatıp oturduğum sandalyeden kalktım.

Yatağımın üzerinde duran telefonumu alıp ekranına baktım. Fidan arıyordu. Aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Arkadaşların en güzeli, arkadaşların en biriciği, dünyanın en güzel, en iyi, en mükemmel insanıyla mı görüşüyorum acaba?"

Gülümsedim.
"Bu iltifatları neye borçluyum?"

"Büşranın kınasına. Beraber alış verişe gitmemiz lazım."

Büşranın kınası aklımdan çıkmıştı.
"Ya şimdi gitmesek olur mu? Bir kitap okuyorum acayip sardı, o bitsin önce."

"Ne kitabı?"

"Şimdi bir kız var geçmişte kalbi kırılmış, üzmüşler bunu. İnsanlara güvenmekte zorlanıyor falan bir de aşırı mükemmel erkek karakterimiz var. Kız ona güvensin, onu sevsin diye kırk takla attı zavallım. Neyse uzun uğraşları sonucu kızın güvenini kazandı. Tam muradına erdiler derken kız bir kaza geçirip hafızasını kaybetmesin mi? Sonra ne oldu biliyor musun? Şimdi bu kızın..."

"Ebru sen ne anlatıyorsun?"

"Kitabı?"

"Ya sonra anlatırsın kitabı. Şimdi önce Muzoya kendimi affermeliyim sonra da AVM'ye gideceğiz. Büşrayla da konsepti iyice konuştum. İstediğim gibi bir kıyafet bulmalıyım. Tabii önce Muzaffer beni affetmeli."

"Muzi hâlâ tripli değil mi bize?"

"Bayram dışında benimle bir kez bile konuşmadı. Tamam haklı ama..."

"Haklı. Ben olsam ben de trip atardım."

"Ama başta net bir şey yoktu, sonra bir sürü şey oldu. Offff Ebru yaa! "

"Neyse merak etme Muzim kıyamaz sana barışır."

"Umarım."

"Enişteyle nasıl gidiyor? Seni biriyle tanıştıracaktı, sevdiği bir büyüğüyle demiştin yanlış hatırlamıyorsam."

"İyi gidiyor, dün gittik birlikte bahsettiği kişinin yanına, çok sempatik biri, bana da çok iyi davrandı. Sevdim yani. Eski Albay, Kutay Demir adı. Şahinin babasının bir tanıdığıymış. Ailesinin vefatından sonra Şahinle çok ilgilenmiş öyle işte."

"Hım, anladım."

"Siz de var mı bir şey? Hiç konuştunuz mu Süleyman enişteyle?"

"Yani.. Mesajlaşıyoruz daha doğrusu o mesaj atıyor ama ben son olayın utancından adama salak gibi 'İyi, evet teşekkür ederim, by' dışında bir şey yazamıyorum."

"Saçmalama kızım. Tamam adamın kıyafetine makyajını bulaştırmışsın ama üzerinden ne kadar süre geçti. Hem sen bu kadar utanmazdın."

"Off bilmiyorum Fidan ya, çok utandım. Bir de Parskan gülünce daha bir utandım. Ekibe de anlatacaktı. Kahveyi ona içiremedim ya içimde kaldı. İntikamımı alamadım."