Evet arkadaşlar artık klasiğimizi ezberlediniz bence, lütfen önce 🌱emojisi bırakıp öyle başlayın. İyi okumalar.
Eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile
Nasıl gülümseyeceğini öğret ona.
(Abraham Lincoln)
Hayatta her şeyin bir bedeli vardı. Ben de şu an aptallığımın bedelini ödüyorum. Anlamam gerekirdi. Nasıl iki kez görüştüğüm birine güvenebildim?
Hata yapmıştım fakat artık çok geçti. Düzeltemezdim bunu, pişman olmam bana bir fayda sağlamazdı.
Şu an itibariyle zekice davranıp kurtulmak için fırsat kollamalıydım.
Yaklaşık bir saattir yoldaydık ama nereye gittiğimizi bilmiyorum.
Göz ucuyla araba kullanan Mustafaya baktım. Kafasını yavaşça bana doğru çevirdi. Dolu gözlerimi görmek onu sinirlendirmiş gibiydi.
"Neden benden korkuyormuş gibi bakıyorsun? Sana zarar vereceğimi mi düşünüyorsun?"
Araba kullandığı için tekrar önüne dönmek zorunda kaldı.
Evet. Böyle düşünmem çok normal değil mi?
Bana zarar vereceğini düşünüyorum ama cevap vermedim. Bağırmak, çağırmak, hesap sormak istiyordum. Fakat bir katille baş bayken ona hakaret etmek pek akıllıca olmazdı.
"Sana asla zarar vermem."
Şu an vermediğini mi düşünüyordu?
Sinirden kaşlarım çatıldı.
Göz ucuyla bana bakınca çatık kaşlarım onu biraz daha sinirlendirdi.
"Sana gülmeni söylemiştim."
Notta yazandan bahsediyordu. Yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tuttum. Yine cevap vermedim.
Öfkesinin artığını hissettim.
Arabayı ani bir frenle durdurdu. Sinirle elini direksiyona geçirdi. Yerimden hafifçe sıçradım.
Gözleri beni bulduğunuda korkuyla yutkundum. Sinirli nefesini bırakıp bakışlarını benden çekti.
Kafasını öne doğru eğip ellerini saçlarından geçirdi. Derin nefesler alarak kendini sakinleştirmeye çalıştı bir süre sonra tekrar bana döndü.
"Ben yanlış bir şey yapmadım. O adam ölmeyi hak etti. Sana zarar vermişti. Seni sevmemin neresi yanlış?"
Sadece bakıyordum. Deli olduğunu düşünüyorum. Hayır ona 'takıntılı bir hastasın. Odama girip saçımı örecek kadar, birini öldürecek kadar manyaksın' demedim.
Kışkırtacak cümleler söyleyip bana zarar vermesine neden olmak istemiyorum fakat cümlelerini yalandan da olsa onaylayabileceğimi sanmıyorum.
"Bana tiksinerek bakıyorsun bunu yapma."
Tamam diyemedim ama cevap vermedikçe daha çok sinirleniyordu. Bunu istemediğim için önüme dönüp konuştum.
"Nereye götürüyorsun beni? Burası neresi."
Etraf fazla ıssızdı. Yolun sağında ve solunda ağaçlar vardı. Belli etmemeye çalışsamda tedirgindim.
"Sana istemediğin hiç bir şey yapmam merak etme."
Derken o da önüne döndü.
"Öyle mi indir o zaman beni arabadan? Seninle hiç bir yere gitmek istemiyorum."
Kendimi daha fazla tutamamıştım.
"Bu hariç."
Arabayı çalıştırdığında tekrar sordum.
"Nereye gidiyoruz?"
"Yurtdışına çıkacağız. Bu gün kalacak bir yer ayarlayacağım, yarın akşam da gemiye bineriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toprak kokusu 🌱
Novela Juvenil***Şiddet içerir*** Yaşlarla dolmuş gözlerime baktı "Gökyüzümü bulutlar kaplamış , kaplamasın" dedi . Kafamı göğe kaldırıp baktım bir tek bulut yoktu "Hani nerede ? Bulut yok ki" dedim gülümsedi . "Olmasın zaten, gökyüzüme bulut değmesin ". Ne dem...
