Süleyman aynadan yüzüne baktı neyse ki kızarıklığın tamamı geçmişti.
Şahin dışarıda sigara içiyordu, birazdan gideceklerdi ama önce Süleyman Ebruyu görmeliydi. Tokat çok da umrunda değildi neden ağladığını merak ediyordu kızın.
Odasına gidip kapıyı çaldı ve içeri girdi. Ebru odada tekti. Arkadaşının odada olmaması Süleymanın gerginliğini azaltmıştı.
Sırtı kapıya dönük olduğu için gelen kişiyi görmeyen Ebru Fidan olduğunu düşünerek "Kapıyı niye çalıyorsun ki?" diye sordu hala aynı pozisyondayken.
"Sonra sapık ilan ediliyorum."
Duyduğu sesle gözleri kocaman oldu Ebrunun. hızla yerinden doğruldu. Bu adamın burada ne işi var,diye düşündü kendi kendine.
"Bennn... Şey üzgünüm." diye cevap verdi.
"Siz bir anda omzuma dokununca... Sizi de tanımıyorum ya ondan. Gerçekten üzgünüm."
"Ağlıyordun sesini duyduğum için girdim odaya seslendim ama cevap vermedin. O yüzden dokundum, seni korkutmak istemezdim kusuruma bakma lütfen."
Ebru utandı, kendine kızdı. Adama tokat atan kendisiydi ama o özür diliyordu.
"Neden ağlıyordun peki?"
"Aa şey kafam acıyordu da." Fidanın aksine o inanmıştı.
"Çok mu acıyor ki?" diye sordu üzülerek.
Sesi masum bir çocuk gibi çıkmıştı.
Ebru iyice utandı yaptığı şeyden. "Hayır, aslında çok değil sanırım ben abarttım." Süleyman anladım dercesine başını salladı. Artık gitmesi gerektiğini düşündü Şahin onu bekliyordu.
"Neyse ben çıkayım o zaman" diye ilerlemeye başladığı zaman Ebru onu durdurdu.
"Şey Fidan hastaneye benim için sık sık geldiğinizi söyledi. Ben uyanmadan öncede çok beklemişsiniz. Size teşekkür ederim ve eğer haftaya uygunsanız, biz her yıl mahallece pikniğe gideriz sizin ve arkadaşınızın da gelmesini isterim. "
Süleyman telefonunu çıkarıp Ebruya uzattı. Ebru anlamayarak ona bakınca " Bana tam olarak hangi gün olduğunu ve nerede yapılacağını söylemen lazım. Numaranı yaz. "
Ebru numarasını yazdı, Süleyman da onu kaydederken "Os-man-lı to-kat-çı-sı. Hıh kaydettim" diye mırıldandı . (Orman gözlü kız diye kaydetti.) Ebru kaşlarını çattı ama onu umursamadan numarayı Çaldırıp kapattı.
"Artık gidiyim ben" diyerek telefonunu cebine attığı sıra kapı açıldı.
Fidan "Bu arada Ebru her şeyi hatırlıyor. " diyerek içeri girdi.
"Ne? Hatırlıyor musun her şeyi?
🌱
...
Sırıta sırıta merdivenleri çıkıyordum. Yarın Ebru taburcu olacaktı, ben Şahinciğim ile vakit geçirecektim ve koltukta yatmaktan ağrıyan belim yumuşak rahat yüzü görecekti. Tabii şimdi gidip o koltukta yatmam gerekiyor ama sorun değil bu son sonuçta. Mutluydum.
Hoplaya zıplaya Ebrunun olduğu kata geldiğimde doktor beyi kaplumbağa yavaş bir şekilde yürürken buldum. Nasıl düştüyse hala canı acıyor gibiydi. Tuhaf biri olsa da saçma bir şekilde bana sempatik geliyordu.
Arkasından "Doktor bey bir dakika bunu düşürmüşsünüz." diye koşarak yanına gittiğimde bana baktı. "Neyi?" Boş elimi ona doğru uzattım. "Nasıl farketmezsiniz karate kuşağınız."
Utanmış olmalı ki kızardı. Sevimli ya bu.
"Ebrunun yanına mı malum Süleyman'a vurduğunuz için sanırım koşarak çıktınız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toprak kokusu 🌱
Teen Fiction***Şiddet içerir*** Yaşlarla dolmuş gözlerime baktı "Gökyüzümü bulutlar kaplamış , kaplamasın" dedi . Kafamı göğe kaldırıp baktım bir tek bulut yoktu "Hani nerede ? Bulut yok ki" dedim gülümsedi . "Olmasın zaten, gökyüzüme bulut değmesin ". Ne dem...
