Telefonumu hızla elime aldım ve ekranda yazan Atlas ismini gördüğüm an yüzüm de sebepsiz bir tebessüm oluştu. Telefonun üçüncü çalışta açıp kulağıma dayadım.
"Efendim"
"Efendim diyen ağzını yerim"
Aramanın sesini kapatıp bir kahkaha attım ve sesi tekrar açtım.
"Yeme ağzımı falan ne diyeceksin söyle"
Bunları söylerken gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Yemeğini yedin mi bak o böreklerin hepsi bitecek"
"Börekleri sen mi yaptın?"
Gülerek konuştu
"Hı hı ben yaptım"
"Börekleri aldığın dükkan benim en sevdiğim börekçi maalesef kandıramadın beni"
Cevap vermedi büyük ihtimalle benden böyle bir şey beklemiyordu.
"Ne oldu bi sustun?"
"Cama çıksana bir yüzünü göreyim"
"Daha yeni gördün okulda görürsün"
"Mavişim bana daha ne kadar trip atacaksın?"
Ya kendini bi benim yerime koysa anlayacaktı. Düşünsenize sevgilinizle küçük bir kavga ediyorsunuz ve suçlu olmamanıza rağmen onun gönlünü almaya gidiyorsunuz ve eski sevgilisiyle konuşurken buluyorsunuz ve üstelik eski sevgilisi sevgilinizi öpüyor! Bak düşününce yine sinirlendim! Bu sinirle onun suratına kapattım.
...
"Aslında sen baya tatlı bir kızmışsın ya seni ilk tanıdığım da davranışlarından dolayı soğuk biri olarak görmüştüm"
Eceyle arkadaş olmuştuk daha doğrusu o benle arkadaş olmak istemişti bende kabul etmiştim. Çok sempatik bir kızdı. Sohbeti sarıyordu. Normalde dedikodu sevmezdim ama bu kızla konuşurken seviyordum.
Okuldan yarım saat önce çıkmıştık. Atlas'dan kaçmayı da başarmıştık. Şuan Kadıköy'de güzel bir cafede oturuyorduk. Eceye Atlas'la sevgili olduğumu ve geçen yaşadığımız öpücük konusunu anlattım.
"Kızım şaka mı yapıyorsun bide kıskandırmak için yaptım demiş şerefsiz oç!"
"Evet ya birde eski sevgilisi!"
"Ben olsam o Ceydayı yolmuştum!"
Derin bir nefes aldım
"Bende yapardım da "
Meraklı gözlerle bana baktı
"Ee sonra ne oldu ayrıldınız mı?"
Başımı 'hayır' anlamında salladım
"Yok yalvardı ayrılmayalım diye bende kabul ettim ama küsüm hâlâ"
"Sakın barışma hemen"
Soğuk kahveden bir yudum daha aldım.
...
Eceyle ayrılmıştım ve evlerimize gitmiştik. Koltukta yatıyordum. O an aklıma Atlas'ın bana verdiği börek tabağı geldi. Tabağı geri vermeyi unutmuştum. Tabak boş verilmezdi. Normal de böyle gelenekleri gram takmazdım ama şimdi takasım gelmişti!
Mutfak tezgahına yöneldim. Pasta falan asla yapamazdım ama belki poğaça yapabilirdim. Poğaça tarifi gerekiyordu çünkü hiç yapmamıştım. Telefonumdan poğaça tarifi açtım.
Sonun da yapmıştım poğaçaları fırından çıkarıp tezgaha bıraktım. Biraz soğuduğunda poğaçaları börek tabağına koydum. Odama geçtim ve üstüme mini etek ve crop giydim. Yüzüme de biraz allık geçtim ve hafif bir tint sürdüm sonra da biraz rimel sürdüm ve artık hazırdım. Asla Atlas için değildi bu hazırlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herşeye Ters
Romanceİzmir'den İstanbul'a gelen Yosun yeni okuluna merhaba der . Aynı zamanda serseri bir çocuğa da merhaba demek zorunda kalır. Bu çocuğun hayatına balıklama atlayacağından habersizdir. İstanbul'un işlek bir sokağında 1+1 bir ev tutar. 18 yaşındaki bu k...