"Ben hiç 2 den fazla öpüşmedim!"
Bunu duyduğumda içime bir öküz oturd- Yoo hiç de öyle olmadı. Sadece eski sevgilim aklıma geldi. Şuana kadar 3 tane sevgilim olmuştu Atlas üçüncüydü. İlk sevgilim Mert ile lisenin ilk yılı sevgili olmuş ama anlayamadığımız için ayrılmıştık. Bun da bir sorun yoktu ama... İkinci sevgilim Miran...
Gözlerimin dolmaması için büyük bir çaba sarf ediyordum. Neyse bosvermeliydim. Miran dan dolayı çok ağır bir güven problemi yaşamıştım hatta intihar girişimimim de o olaydan sonra olmuştu.
İlk başta herşey çok güzeldi. Kendime toz pembe bir dünya kurmuştum. O dünyanın içinde sadece Miran ben ve Kumsal vardık. Kumsal en yakınımdı canımdan çok sevdiğim benim herşeyimdi. İlkokuldan beri beraberdik.
Annem öldükten sonra o bana destek olmuştu. İlkokuldan beri tek gerçek arkadaşım oydu. Hatta arkadaştan bile öteydik resmen kardeştik beraber ağlar beraber gülerdik. Birgün Miran karşıma çıktı bende o sırada Mert ten yeni ayrılmıştım. Miran bana hayallerimde ki sevgiliden bile daha iyi yani rüya gibi davranmıştı.
Sanki bir rüyaydı ve ben içinde kaybolmuştum. Ona aşık olduğumu anladığım gün o da bana duygularını itiraf etmişti. Kumsal ise bizi çok yakıştırıyordu bütün herşeyi ona anlatıyordum.
Kavga ettiğimizde saatlerce ağlardım Kumsal ise beni teselli ederdi hatta bir ara beni üzdüğü için Miran'nın üstüne yürümüştü. Miranla birinci tanışma yıl dönümümüzdü. O gün ona sürpriz yapmak istemiştim. Onun evine gittim ve kapıyı tıklattım. Çok heyecanlıyım ve sadece gülüyordum.
Acmayınca çantamda yedek anahtarımın olduğu aklıma geldi. Yedek anahtarımı aldım ve kapıyı açtım. İçeri girdiğimde salonda yoktu bende uyuyordur diye düşündüm ve yatak odasına yöneldim. Yatak odasından garip sesler geliyordu ama umursamadım. Kapı kolunu tuttum ve heyecenla nefes verdim ve gülüşümü tazeleyip 32 diş gülümseyerek kapıyı açtım...
Açtığımda gördüğüm manzarayla gülüşüm silinmişti.
Onlar yatakta öpüşüyorlardı... Kumsal ve Miran!...
O an herşey bitmiş gibi hissettim. Sanki hayatım su gibi ellerimden akmıştı ve sadece bir hiç kalmıştı. İçimden bir şey kopmuş gibi hissettim. O gün oradan çıkıp gitmiştim. Miran peşimden koşmuştu ve benden özür dileyip durmuştu.
Benden aylarca özür diledi ama ben onu heryerden engellemiştim. Kumsalda birkaç kez evime gelmişti ama ona defolup gitmesini istemiştim içimdeki herşeyi dökmüştüm.
O günden sonra bir çöküş yaşamıştım. Kutularca antidepresanlar psikologlar hastaneler durmamıştı. Aylarca okula gitmedim intihar etmeye kalktım ama onu bile becerememiştim. En son çareyi şehir değiştirmekte bulmuş ve İstanbul'a taşınmıştım.
Gözümden bir damla yaş süzülürken görmemeleri için kafamı eğip öksürür gibi yaptım ve elimin tersiyle gözyaşımı sildim. Bardağı aldım ve tekte kafama diktim. Atlas bana şaşkınlıkla bakıyordu. Sonra o da bardağı kafasına dikti onun ardından da Poyraz.
Doruk bize gözlerini belertmiş bakarken şaşkınlıkla konuştu
"Olum bir tek ben mi imanlıyım lan"
Güldüm. Ama bir sorun vardı. Atlas bana sinirli gözlerle bakıyordu. Sebebini anlayamıyordum. Yiyecek gibi bakıyordu şerefsiz gjjhuhbkug
"Lan hadi sizin gibi imansızlardan beklerim de şu masum kız"
Parmağıyla beni gösterdi. Ne vardı erkek yapınca normal kadın yapınca anormal öyle mi? Umursamaz bir sesle konuştum
"Ne var bunda erkek yapınca normal oluyor. Hem istediğimle öpüşürüm kim karışabilir?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herşeye Ters
Roman d'amourİzmir'den İstanbul'a gelen Yosun yeni okuluna merhaba der . Aynı zamanda serseri bir çocuğa da merhaba demek zorunda kalır. Bu çocuğun hayatına balıklama atlayacağından habersizdir. İstanbul'un işlek bir sokağında 1+1 bir ev tutar. 18 yaşındaki bu k...