Hastalık

259 16 14
                                    

"H-hatırlıyorsun!"

Evet hatırlıyordum. Onu öptüğümü onun üstüne çıktığımı ona sarılarak uyuduğumu ve öpüştüğümüzü hatırlıyordum. Hatta o sırada sarhoştum ama herşeyi isteyerek yapmıştım.

"Evet hatırlıyorum öpüştüğümüz dahil"

"Yani isteyerek mi yaptın?"

Utandığım için bakışlarımı yere çevirdim ve başımı olumlu yönde salladım. Çenemden nazikçe tutup ona bakmamı sağladı ve dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Birkaç dakika sonra ayrıldık ve derin bir nefes aldım. Sonra da konuyu değiştirmek için parmağımla poğaçaları gösterdim.

"Ben yaptım yemiyecek misin?"

Gözlerini gözlerimden ayırıp poğaçalara çevirdi. Eline bir tane aldı.

"Ölmem dimi?"

Gülmedim çünkü ilk poğaçamdı yani ne olacağı belli olmazdı çünkü ben yapmıştım.

"İnşallah"

Poğaçadan bir ısırık aldı ve ilk olarak yüzünü buruşturdu ama sonra gülümseyerek yuttu.

"Çok güzel olmuş balım"

Yanağımdan makas aldı ve sonra poğaçadan bir ısırık daha aldı. Ama ilk yediğinde yüzünü buruşturması aklıma takılmıştı. Bir poğaçayı elime aldım. Elini uzatıp beni durdurmaya çalıştı.

"Hayır vermem onlar benim"

Onu dinlemeden bir ısırık aldım ve tadını almak için çiğnedim. Hemen sehpada ki peçete rulosundan bir peçete alıp içine çıkarıp çöpe attım. O kadar iğrençti ki yenmezdi! Hem çok tuzluydu hem de şeker katmışım. Biraz daha yesem kusabilirdim. Yutulacak gibi değildi! Atlas'a baktığımda hâlâ yiyordu elinde ki poğaçayı aldım. Biraz daha yerse zehirlenecekti.

"Atlas çok iğrenç olmuş yeme! Hem neden yiyorsun zehirleneceksin!"

"Senin elinden zehir olsa yerim"

"Ya romantikliğin sırası değil sen bir tane yedin ya birşey olursa!"

Elini kaldırıp yanağımı okşadı.

"Olmaz hem o kadar kötü değil sadece değişik"

"Ya Atlas yalan söyleme iğrençti"

Poğaça tabağını aldım ve kapıdan çıkarken ona bağırdım.

"Ben bunları çöpe atmaya gidiyorum kediler zehirlenmesin diyede üst üste poşetleyip atacağım!"

"Tamam güzelim ama tekrar gel"

Evden çıktım ve kendi evimden dört tane bim poşeti aldım. Çöpün yanına geldiğimde bim poşetine poğaçaları atıp diğer poşetleri de üst üste poşetleyip ağzını sıkıca bağladım ve çöp konteynerine attım. Sonuçta sokak hayvanları da bu lezzeti tatmak için hazır değillerdi. Atlas'ın evine tekrar çıktım ve kapı açık olduğu için içeri girdim. Koltukta uzanıyordu beni gördüğünde ayağa kalkıp elimi tuttu. Ona 'ne oldu' der gibi baktım.

"Sahile gidelim mi?"

"Senle heryere giderim"

...

"Ayakkabılarımızı çıkaralım hadi"

Kumlara oturduk ve ayakkabılarımızı çıkardık. Atlas çoraplarını eline aldı bende ayakkabımın içine sıkıştırdım. Ayakkabılarımızı ellerimize aldık ve el ele tutuşup yürümeye başladık.

"Atlas ben birbirimizi nasıl tanıdığımızı hatırlamıyorum seni ilk gördüğümde ben ne yaptım?"

"O gün ben sınıfa girdim ve sıramda güzel bir kız uyuyordu. Üstü başı ıslanmıştı kitabının üstünde uyuyordu. Bende onu uyandırdım. Maviş gözlerini açıp bana ters ters baktı. Sonra da ben yokmuşum gibi sıradan çantasını alıp kalktı bende beni görmezden geldiği için onun kitabından okuduğu sayfayı yırttım-"

Herşeye TersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin