Doruğun bunları söylerken gözleri dolmuştu ve kapıyı hızlıca çarpıp gitti. Bir dakika Yosun benim için sinir krizimi geçirmişti. Uyumamış yemek yememiş benim uyanmamı beklemişti. O an Doruğun söylediklerinin doğru olduğu gerçeği kalbimi acıttı.
Birden içeri gülümseyen Yosun girdi. Onu ilk kez böyle gülerken görüyordum. Yanıma yaklaştı ve elimi tutup konuşmaya başladı.
"Doktorla konuştum ama şimdi diyeceklerim canını biraz sıkabilir"
Bende tebessüm ettim
"Söyle sıkılmaz benim canım"
Elimi daha da sıkı tuttu
"Birkaç gün tekerlekli sandalye kullanman gerekiyor çünkü yaranın biraz iyileşmesi gerekiyor. Aslında yürüyebilirsin ama ben ekstra önlem için böyle istedim"
Ne! Tekerlekli sandalye mi ? Ben dayanamazdım birkaç gün hem bana kim bakacaktı!?
"Olmaz ben iyiyim gerek yok"
Başını 'hayır' anlamında iki yana salladı.
"Hayır itiraz istemiyorum"
Vazgeçmeyeceğini bildiğim için kabul ettim.
"Tamam ama sadece bugün!"
Kocaman gülümsedi ve neşeli sesiyle konuştum.
"Kabul"
...
Yosun'dan
"Ayy sonunda geldik eve"
Kapıyı kapattım ve Atlas'ın tekerlekli sandalyesini salonda ki koltuğun yanında durdurdum.
"Şimdi senin dinlenmen lazım"
Kolunu altına girdim ve koltuğa uzamasını sağladım. Koltuğun yanında duran ince battaniyeyi de üstüne örttüm.
"Ya güzelim bu kadar şeye ne gerek var?"
Bana güzelim demesini özlemiştim.
"Olur mu ne gerek var tabi var hastasın sen. Sen burada dinleniyorsun ben de sana mercimek çorbası yapacağım"
"Ama-"
"Aması falan yok. Hadi dinlen sen yorma kendini"
Lafı ağzına tıkıp mutfağa girdim.
...
"Hadi nolur bir kaşık daha"
Kaşığa üfledim ve ona uzattım. Onu da içti.
"Aa yeter Yosun bebek değilim ben!"
Neden bağırıyordu ki! Ona yardımcı olmaya çalışıyordum. Kaşığı çorba kasesinin içine koyup kaseyi küçük sehpahaya bıraktım. Yüzüm düşmüştü.
"Tamam ya neden bağırıyorsun ki?"
Elimi tuttu ve konuştu
"Güzelim sadece çok sık boğaz ediyorsun"
Sık boğaz mı ediyorum? Ona yardımcı olmam onu sık boğaz ediyorsa bunun bir anlamı yoktu! Ayağa kalktım ve merdivenlerden çıkarken sakin bir sesle konuştum.
"Ben odadayım birşeye ihtiyaç duyarsan çağırırsın böylece seni sık boğaz etmemiş olurum"
"Yosun ben öyle demek istemedim gitme!"
Durdum ve merdivenlerden yüzüne baktım.
"Birşey olursa lütfen çağır ben duştayım"
Dedim ve odaya girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herşeye Ters
Romansaİzmir'den İstanbul'a gelen Yosun yeni okuluna merhaba der . Aynı zamanda serseri bir çocuğa da merhaba demek zorunda kalır. Bu çocuğun hayatına balıklama atlayacağından habersizdir. İstanbul'un işlek bir sokağında 1+1 bir ev tutar. 18 yaşındaki bu k...