Kili Durin

76 6 77
                                    

Günler Ayrıkvadi'de oldukça sakin ve huzur içinde geçerken Gandalf eşliğinde cücelerin ziyareti bunu kesintiye uğratmıştı.

Lord Elrond'un ve Gandalf'ın peşinden ilerlerken aralarındaki 'uygun giyinmek' ile ilgili küçük şakalaşmaya tebessüm ettin. Onlar masaya yerleşirken sende kuzenin Lindir'in yanına geçip ellerini nazikçe önünde birleştirdin. "Yüzün acı çekiyormuşsun gibi görünüyor..." dedin onun duyabileceği düzeyde bir sesle. Sana kısa bir bakış attı "Yanlış sayılmaz... sadece... bu nasıl sonuçlanır diye düşünüyorum."
Onun tavrına gülmek istedin ama yapmadın, yine de uğraşmadan edemiyordun. "Açıkça senden daha iyisini beklerdim, ifaden hala biraz yumuşak. Kendini fazla ziyan etmemeye çalış." Yerinde huzursuzca kıpırdandığında minik bir tebessüm ettin.
Yemek boyunca etrafı, daha doğrusu cüceleri izledin. Onlara pek aşina değildin, bu yüzden gözlemlemek istiyordun. Her halükarda işlerin bir noktada patlayacağını tahmin etmek zor değildi. Oldukça taşkınlardı... yani hafifletilmiş tek bir kelimeyle.

Lindir ile usulca konuşuyordunuz, tam bu sırada içlerinden biriyle göz göze geldin. Diğerlerine kıyasla çok daha genç olduğu belliydi. Bir süre daha gözlerini ayırmadığında sana gülümsedi ve hemen ardından göz kırptı. Cüretkar tavrına önce hayret ettin ama daha sonra onun bir cüce olduğunu kendine hatırlattın. Tabiki öyle olacaktı. Sende kendi sınırını aşıp ona minik bir tebessüm ettiğinde şaşırmış görünüyordu. Ona senin karşılık vereceğini asla düşünmemişti, hele ki bir kaç farklı başarısız denemesinin ardından... arkadaşlarıyla olan konuşmalarını hassas kulakların duymuştu ki zaten sandıklarından daha gürültülü bir dedikoduydu bu.

Bir noktada gerçekten olaylar patlak verdi. Aniden ortalık karıştı, masanın üstüne çıkıp şarkı söyleyen cüce eşliğinde bir yemek savaşı başlamıştı aralarında. Asla itiraf etmezdin ama biraz eğlenceli görünüyordu. Zavallı Lindir'in dehşete düşmüş ifadesi seni daha fazla eğlendirmişti, hatta neredeyse gülecektin ama kendini tuttun.
Önüne döneceğin sırada göğsüne çarpan yemek parçasıyla olduğun yerde dondun. Açık renkli elbisenin ön kısmı ve yüzünün yanlarından sarkan buklelerin batmıştı. Bunu fark eden bazı cüceler olmuştu. İçlerinden biri ise o genç cüceydi... sana bakarken gözleri iyice açılmıştı ve şaşkındı. Mahcubiyet... olan buydu ve kesinlikle sana o yemeği yanlışlıkla fırlatan oydu.
Lindir'in seni tutmasıyla oradan ayrıldınız. Hızla odana gidip temizlendin.

Sonraki iki gün boyunca genç cüceyle karşılaşmadın. Bir noktada senden kaçtığını fark etmiştin.

Ertesi gün işlerini hallettikten sonra balkona çıktın, gün batıyordu. Ellerini korkuluklara yasladın ve her zaman gördüğün manzarayı izlemeye başladın.
Tam da bu sırada bir çift ayak sesi duydun. Bunun bir elf olmadığı kesindi. Yavaşça dönüp baktın.
Bu o genç cüceydi. Aynı mahcubiyetle sana baktığını gördün. Sessizliği bozan sen oldun, "Adın Kili, değil mi?"
Başını salladı ve onayladı. "Evet, bu benim... şey peki..." sende kendi adını söyledin. Ardından ekledin, "Burada ne yapıyorsun?"
Sana doğru bir kaç küçük adım daha attı. "Sana bir özür borçluyum... ben özür dilerim. Yemekte yaşananlar için. Yemin ederim bilerek yapmadım... ben- inan bana kasıtlı değildi, yanlışlıkla oldu."
Kelimeleri ardı ardına dizdi.

Orta Dünya Hayalleri • Middle Earth Imagines Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin